Piyasalarda göstergelerdeki ani değişimler her daim olumsuz sonuçlar doğurur. Bu değişimler belirli bir kesim için avantaj olurken başka kesimler için dezavantaj oluşturur. Piyasalar için muteber olan “İSTİKRARDIR”

Döviz kuru son altı aydır yatay bir seyire geçmiş vaziyette. Altı ay öncesine kadar yaklaşık bir buçuk yılı yükselişle geçirdi. Dövizin ani yükselişi iç piyasalardaki dengeyi bozarken ihracatçı için önemli bir fırsat oluşturdu. Dövizin yükselişi karşısında değer kaybeden TL, Çin pazarında yaşanan olumsuzluklarla birlikte ülkemiz lehine bir durum oluşturunca küresel piyasalar rotasını Türkiye'ye çevirdi.

Hal böyle olunca dış piyasalardan hızla talep artışı yaşandı. İhracat göstergelerindeki bu iyimser durum son altı aydır dağılmaya başladı. Özellikle enflasyonun artmasıyla artan maliyetlere bir de asgari ücret zammı eklenince üreticinin birim maliyetleri azımsanmayacak derecede yükseldi. İhracat yapan firmalar gelinen bu noktada fiyat güncellemesi yapmakla müşteri kaybetmek arasında sıkışıp kaldı.

Bu durumda dövizin yükselmesi ihracatçının beklentisi olsa da iç piyasalarda dengeleri bozacaktır. Dövizin sabit kalması karşısında ihracatçı enflasyon kaynaklı sürekli artan maliyetler karşısında güç kaybedecektir. Bu noktada önemli adımların atılması gerekmektedir. Ekonomik mücadelede istikrarın en büyük göstergesi şu durumda enflasyondur.

Kur değişimi, faizler, krediler, enflasyon, işsizlik… Mücadele edilen bütün bu göstergelerde nihai amaç İSTİKRAR olmalıdır. Günümüzde iş insanlarının en büyük sorunu orta ve uzun vadeli planlama yapamamaktır. Sürekli kısa vadeli değişken planlamalarla yapılan mücadele gelecek açısından büyük riskler içermektedir. Yerli ve milli sermayenin yeni ya da ek yatırıma ikna olması için orta ve uzun vadeli planlamalar yapabilmesi, yatırım sonucunda elde edeceği gelirin tatmin edici olması gerekmektedir. Bunun hesabını da ancak orta ve uzun vadeli tahminler sonucunda yapabilecek olan yatırımcı için tahmin edilmesi neredeyse imkânsız olan ekonomik göstergeler büyük risk içermektedir.

Ülke siyaseti seçim atmosferine girmiş vaziyette. Doğası gereği seçim sürecinde ani değişimler kaçınılmazdır. Bu değişimlerin genel ekonomik göstergeleri etkileyeceğini zannetmiyorum. Fakat seçim sonrasında sonuç ne olursa olsun ülkemizin uzun yıllardır beklediği istikrar ortamının bir an önce sağlanması gerekmektedir.

Ekonomik büyüme ve kalkınmanın toplumun her kesimine yayılması ve bütünüyle hissedilmesi gerekmektedir. Bir kesimin çok büyümesi rakamsal olarak büyümeyi ifade etse de bu tehlikeli bir büyümedir. Bir futbol topu gibi düşünün. İçerideki basıncın artmasıyla bir yerinden balon yaparak hacmi genişleyen topun büyüdüğünü rakamlarla ispatlayabiliriz fakat bunun sağlıklı bir büyüme olmadığı da kesindir.

Sağlıkla kalın, hoşçakalın.