Eski futbolcu Gökhan Zan, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı’nın kendisi hakkındaki sözlerine sert cevap verdi. Eski futbolcu Gökhan Zan, 6 Şubat depremlerinin yıldönümüne katılan yetkililere tepki göstererek “3 gün bizi ölüme terk ettiniz. Sizi burada istemiyoruz” diye isyan etmişti. Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, çarşamba günü gerçekleştirdiği basın açıklamasında Gökhan Zan’a yönelik sert ifadeler kullanmıştı.

Lütfü Savaş ''Gökhan Zan’la hiç uğraşmayalım.  O sporu bıraktığında ben ona kucak açtım. Geçen seneye kadar Hatay sporda onu maaşlı çalıştırdım. Bunun yüzüğünü ben taktım. Aramızda hiçbir şey yoktu. Ama ne olduysa Volkan hocanın Hatay’a gelmesiyle oldu.” ifadelerini kullanmıştı. Gökhan Zan, Savaş’ın sözlerine sosyal medya hesabı X’ten (Twitter) sert tepki gösterdi.

“Son söz Hatay halkının olacaktır” diyen Gökhan Zan, şu sözleri kaydetti:

Değerli büyüğüm Sayın Lütfü Savaş Başkanıma cevaben;

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, şahsıma karşı atfettiğiniz suçlamaları şaşkınlıkla izledim ve bu toprakların bir evladı olarak Hataylılar adına daha çok üzüldüm.  

Bir devlet büyüğüm olarak bana katkılarınızı inkar etmeyeceğim gibi, yanınızda çalışmış biri olarak, emeğimin karşılığını almamın nesi sizi bu kadar rahatsız etti anlayabilmiş değilim.

Sezen Aksu 220 bin lira dolandırıldı Sezen Aksu 220 bin lira dolandırıldı

Sizin depremin birinci yılında, Hataylılar tarafından böylesine bir protestoya maruz kalmanız herkesten çok beni üzmüştür.

Ancak, bu protestoların nedeni BEN değil, kendi seçmeninizle bu denli iddialaşmanız, en zor zamanlarımızda yanımızda olmamanız ve kalpten kalbe giden yolda bizlerle bağınızı koparıp, SAVAŞ-mak yerine YALNIZ bırakmanızdır.

Kaldı ki, farklı kültürlerin sembolü olan Hatay'da, birlik ve beraberliğimizi yakanda, kül edende, yanlış kararlara imza atanda, bize sırtını dönende SİZSİNİZ!

Ayrıca şahsınıza karşı yapılan bu protestolar yeni değil, daha adaylığınızın açıklandığında ilk gün başlamıştır. Yani benimle alakalı DEĞİLDİR!

Öyle ki, olayla hiç alakası olmayan, depremde gece gündüz çalışan, Hatay için elini taşın altına koyan kıymetli hocam kardeşim Volkan Demirel'i bahane etmeniz ise, hem kendisine, hem halkın gönlündeki yerine HAKARETTİR.

Zaten, geldiğiniz yerin diliyle topluma karşı siyasi söylem üretmekten asla vazgeçmemeniz, ahde vefayı yüreğine kötülük uğramamış HATAYLILARLA değil, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde olduklarınızla, yol arkadaşlığı etmenizdir.

Üstelik, protesto edilmenizle benim bir alakamın olmadığını, İDEALİST UĞRULARLA, ALTIN MAKASLI açılışları benim yapmadığımı en iyi SİZ biliyorsunuz!

Hiçbir anmada bir Hataylının elini tuttunuz mu? Elinizi omzumuza koydunuz mu? İçtenlikle samimi bir şekilde sarıldınız mı?

Siz SEÇİLMİŞ biri olarak, hemşehrilerimizin enerjisini polemiklerle tüketip, ihanet ideolojisi içerisinde Hatay ve Hataylılar'a en büyük kötülüğü yapmıyor musunuz?

Siz kendi mensubu olduğunuz siyaset arenasında bile, MECBURİ bir aday olarak karşımıza çıkartılmadınız mı?

Siyasi şaibelerinizle hakkınızda yapılan anketler yeterli görülmediğinden, yenilerini yaptıranlar bizzat SİYASET EVİNİZİN mensupları değil mi!

Siz daha depremin ilk günlerinde, binlerce insanın vebaline girmiş İDEALİST müteahhitlerinizi AK-lamadınız mı?

Bizim tek isteğimiz, kaybettiklerimiz için saatler tam 04:17'yi gösterdiğinde sessizce YAS tutmaktı. Ne yazık ki, bu mümkün olmadığı gibi sizde yanımızda da durmadınız.

Bizim sizden beklentimiz, ağır yıkım yaşamış yaralı yüreklere birazda olsa DOKUNABİLMENİZDEN ibaretti. İhtiyaç duyduğumuz tam da buydu ama olmadı, yapmadınız.
 
Siz suçunu bilen siyasetçi kimliğinizle bahaneler üretip, bizleri provokatörlükle suçlamak yerine, kişisel hırslarınız, tercihleriniz ve heveslerinizin bir gün MİLLİ İRADENİN kalkanına çarparak darmadağın olacağınızı bilmeliydiniz.

KEŞKE siz, "Kırk yıl önce düşman eline bırakılmayan TÜRK yurdu Hatay'ı, eski görkemli günlerine kavuşturup İHYA ve İNŞA etmek için hep birlikte mücadele edelim, Hatay hepimizin ŞAHSi MESELESİ olsun" diyebilseydiniz.

Bilmenizi isterim ki, Son söz elbette HATAY HALKININ olacaktır.
 

Editör: Aliye Tulum