Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:

"Komşu ülkelerden hükumet ve devlet başkanlarını ülkemizde ağırladık. Kuveyt emirinin ziyaretiyle diplomatik ilişkilerimizin tesisinin 60. yıl dönümünü manasına uygun şekilde idrak ettik.

Azerbaycan'ın Karabağ zaferi sonrasında Ermenistan ile yürüttüğü barış görüşmelerini yakından takip ediyoruz. 4 köyün Azerbaycan'a iadesi kararını memnuniyetle karşıladık. Bu tarihi fırsatın ziyan edilmemesi gerektiğini vurguladık. Azerbaycanlı kardeşlerimiz barış isteyen taraf olduklarını defalardır gösterdiler.

Bölgemizin istikrarsızlığından beslenen yabancı güçlerin oyunlarına gelinmemelidir. Türkiye olarak kalıcı barışa ulaşılması için her türlü çabayı göstereceğiz.

Adliyenin kapısını adaletin kapısı haline dönüştürmek için son 21 yılda pek çok adım attık. Hükumetlerimiz döneminde gerçekleştirilen Anayasa değişiklikleri, mevcut anayasanın artık kangrene dönüşmüş sorunlarını giderdi. Yamalı bohçaya dönüşen 82 anayasasıyla ağır aksak bugünlere gelebildik. Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümünü darbe anayasasıyla karşıladık ve geçirdik. Bunu Türk siyaseti adına bir eksiklik olarak gördüğümü daha önce de dile getirdim. Ne yaparsak yapalım anayasaya darbecilerin zerk ettiği vesayetçi ruhu ortadan kaldıramadık. İleri demokrasi ve radikal vesayetin izlerini aynı anda taşıyan bir anayasa. Bu hakikati sadece biz değil, hukukçular da sık sık ifade ediyor.

'MEVCUT ANAYASANIN YENİ TÜRKİYE'Yİ TAŞIMASI MÜMKÜN DEĞİL'

Gelinen aşamadan şunu çok net görebiliyoruz; mevcut anayasanın yeni Türkiye'yi taşıması mümkün değildir. Yeni yüzyılda yeni anayasa ülküsünü gerçeğe dönüştürmemiz gerektiğine inanıyorum. Biz bunu kendimiz için istemiyoruz, Türkiye'nin, milletimizin buna ihtiyacı var. Gelecek nesiller özgürlükçü bir anayasa ile yönetilmeyi hak etmektedir. Siyaset kurumu, sivil anayasa yapabilecek kudrete, toplumsal teslimiyete ve temsiliyete, olgunluğa sahiptir. Türk demokrasisi yeni ve sivil bir anayasayı ülkemize kazandırarak darbe geleneği ile hesaplaşmasını tamamlamalıdır.

Yeni anayasa sadece siyasetin konusu da değildir. Sivil toplumun, akademinin, baroların, gazetecilerin ve darbelerin mağdur ettiği tüm kesimlerin de süreci sahiplenmesini arzu ediyoruz. 

MİÇOTAKİS'İN TÜRKİYE ZİYARETİ

Yunanistan Başbakanı Miçotakis'in ziyareti, ilişkilerimizde yeni bir sayfa açma irademizin en son göstergesi oldu. Üçüncü tarafların müdahalesine gerek duymadan, komşuluk hukuku çerçevesinde Yunanistan ile temaslarımızın artmasından memnunuz. Elbette birkaç görüşmeyle her sorunu çözecek değiliz ama ortak menfaatlerimizin olduğu hususlarda uzlaşma zemini aramaktan da imtina etmeyeceğiz. Bunun sabır ve dirayet gerektiren bir süreç olduğunun bilincindeyiz. Sayın Miçotakis'in de bizimle aynı hissiyatı paylaştığını görüyoruz. Satın Miçotakis'in de bizimle aynı hissiyatı paylaştığını görüyoruz. Risklerin farkında olarak süreci kararlılıkla ilerleteceğiz. 

Türkiye, uzatılan hiçbir eli havada bırakmaz. Bir diğer komşumuz Gürcistan ile iş birliğimizi geliştirme irademizi de sayın başbakan ve heyetinin ziyaretinde bir kez daha ortaya koyduk. Organize güç şebekeleri ve FETÖ ile mücadelede Gürcistan'ın daha fazla desteğini almayı ümit ediyoruz.

Kim ne derse desin bizim çiftçimizin, tarım emekçilerimizin yanında olmayı sürdüreceğiz. 

İYİ Parti'den resmî açıklama: Böyle bir milletvekilimiz yoktur İYİ Parti'den resmî açıklama: Böyle bir milletvekilimiz yoktur

EUROVİSİON YARIŞMASI 

Bunun dünyada nasıl vahim boyutlara ulaştığına önceki hafta düzenlenen Eurovision yarışmasında bir kez daha şahit olduk. Özgürlük maskesi altında rol model olarak gençlere takdim edilen tuhaf tiplerin toplumsal yozlaşmanın Truva atları olduğu açıktır. Bu tür uluslararası etkinliklerde giyimi, tavrı ve sözleriyle normal bir insana rastlamak neredeyse imkansız hale geldi. Bunun bilinçli bir politika olduğu artık herkes tarafından kabul ediliyor. Türkiye'yi son 12 yıldır bu kepazelikten uzakta tutarak ne kadar isabetli bir karar verdiğimizi daha iyi kavrıyoruz. Biz aynı çizgide kalmaya devam edeceğiz. 

İMAMOĞLU'NUN ROMA SEYAHATİ

31 Mart yerel seçimleriyle el değiştiren bazı yerel yönetimlerin ilk icraatlarından biri görüyoruz ki içki tüketiminin yaygınlaştırılması oluyor. Milletin ona derdi, beklentisi ve talebi varken bu politikalar düşündürücü olduğu kadar kaygı verici. Kimse kusura bakmasın, belediyelerin görevi gazetecileri özel uçaklar tutup şarap festivaline götürmek değil gençlerimizi alkol belasından uzak tutmaktır. Aile müessesesi ile bireyin ruh ve vücut sağlığını tehdit eden her türlü politikanın karşısındayız. Güçlü aile yapısının tesisi için üzerimize düşen her görevi sorumluluk bilinciyle adım adım fert fert planlayarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

1 GÜNLÜK MİLLİ YAS İLAN EDİLDİ

Reisi ve beraberindeki üyelerin vefatından derin üzüntü duydum. Türkiye Cumhuriyeti ve Türk milleti adına kardeş İran halkına en samimi taziyelerimi iletiyorum. Kabine toplantımız esnasında Cumhurbaşkanı vekili ile telefon görüşmesi gerçekleştirdim.

İran bizim sınır komşumuz, İran halkı da bizim kardeşimizdir. Asırlardır aynı coğrafyayı paylaşıyoruz. İran'ın Filistin davasına verdiği güçlü desteği takdirle karşıladık. İran'a karşı uygulanan tek taraflı yaptırımlara katılmayarak komşuluk hukukumuzun gereğini yerine getirdik. Merhum Reisi'yi Ankara'da ağırlamış, imzaladığımız 10 anlaşmaya ilişkilerimizi ileriye taşımıştık. Helikopter kazasından sonra İran makamlarıyla temasa geçerek arama kurtarma çalışmalarına katkı vermek için tüm imkanlarımızı seferber ettik. Kabine toplantımızda İran halkının yaşadığı derin acıyı paylaşmak üzere ülkemizde 1 günlük milli yas ilan edilmesini kararlaştırdık. İranlı kardeşlerimizin tekrar başı sağ olsun diyoruz."

Editör: Gülşah Yıldız