Şovmen Mehmet Ali Erbil, geçtiğimiz Cumartesi günü Fenerbahçe- Trabzonspor karşılaşması sonrasında evine dönerken, İstinye Mahallesi Sarıyer Caddesi'nde trafik kazasına karıştı.

Öne sürülene göre; yanlış yola giren bir araç, geri gelmeye çalışırken arkasındaki kamyonet şoförü durmak zorunda kaldı. Otomobiliyle arkadan gelen Mehmet Ali Erbil, kamyonete çarptı.

İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri yönlendirildi. Kaza sonrasında Erbil'in otomobili hurdaya döndü. Mehmet Ali Erbil'in kaburgalarında ezilmeler olduğu, şoförünün ise kazada yara almadığı öğrenildi. Kazaya neden olduğu iddia edilen otomobil sürücüsü ise kazanın ardından kaçtı.

Ünlü Sunucu Erkan Yolaç Hayatını Kaybetti! Erkan Yolaç kimdir? Ünlü Sunucu Erkan Yolaç Hayatını Kaybetti! Erkan Yolaç kimdir?

Allah'tan Emniyet Kemerim Bağlıydı

 Erbil, gördüğü tedavinin ardından taburcu edildi. Evinde kazayı anlatan şovmen şu ifadelerde bulundu;

"Fenerbahçe maçına gittim, ikinci yarı başladıktan sonra üçüncü golü yiyince stadı terk ettim. Nerdeyse ağlayarak terk edeceğim. O gün biraz hafif yağmurluydu hava, Sarıyer Caddesi'nden aşağıya inerken önümüze bir tane kamyonet çıktı. Kamyonetin önünde de bir tane araba yanlış sola giriş yapıyor, yanlış girdiğini anlayıp geri geri geliyor aynı yoldan. Önümüzdeki kamyonet durunca biz de ona çarpıyoruz. 80 ile 90 ile çarpıyoruz ama arabanın hava yastığı açılmıyor. Normalde baktık internetten 20 kilometre ile bile açılması gerekiyormuş.

Sensörleri devreye girmiyor. Otomatik freni var, normalde bir yaya bile önünden geçse otomatik olarak durur ama hiç biri devreye girmiyor şaka gibi. Allah'tan emniyet kemerim bağlı. Ama tabi arabadan inince anladım emniyet kemeri bası yaparmış, kaburgam ezilmiş, sol taraf. Daha hala çekiyorum onun acısını. Polis geldi, zabıt tuttular. Tabi yüzde yüz o yanlış yola giren arkadaşta çıktı hata.

Zaten arabasını terk edip, bırakıp kaçmış. Şoförümde de bir şey yok. Verilmiş sadakamız varmış. Arabayı alırken kan dökmüştük, o kan dökülmüş bizim kanımız dökülmedi. Düşünebiliyor musunuz, öyle bir vurmuşuz ki, ön plakamız cama yapışmış. O anı unutamıyorum. Hani derler ya gözünün önünden çocukluğun geçer diye. Hiç öyle bir şey geçmedi bende; ama dedim bu nereye gidecek, bu vuruşun sonu ne olacak. Ne kadar az hasarla kurulacağız bundan."

Editör: Şevval Başçakır