DOLAR

39,5851$% -0.32

Created with Highcharts 8.2.2
EURO

45,6681% -0.99

Created with Highcharts 8.2.2
GRAM ALTIN

4.322,05%1,03

Created with Highcharts 8.2.2
ÇEYREK ALTIN

7.024,00%2,53

Created with Highcharts 8.2.2
TAM ALTIN

28.013,00%2,53

Created with Highcharts 8.2.2
BİTCOİN

4159754฿%0.04504

Created with Highcharts 8.2.2
a
  • Dijital Gaste
  • Siyaset
  • CHP Haberleri
  • Özgür Özel’den ‘Terörsüz Türkiye’ açıklaması: AK Parti ve MHP, CHP’yi şeytanlaştırarak bir süreç yönetiyor

Özgür Özel’den ‘Terörsüz Türkiye’ açıklaması: AK Parti ve MHP, CHP’yi şeytanlaştırarak bir süreç yönetiyor

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Habertürk TV’de katıldığı canlı yayında çözüm süreci, Kürt sorunu ve Meclis’in rolü üzerine dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Habertürk TV’de Mehmet Akif Ersoy’a verdiği röportajda çözüm süreci ve Kürt sorunu hakkında dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Terörün son bulması için tüm siyasi partilerin içinde olduğu, Meclis merkezli toplumsal bir mutabakat gerektiğini belirten Özel, geçmişte sürecin şeffaf yürütülmemesi nedeniyle başarısız olunduğunu söyledi.

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin tutumunu “inorganik siyaset” olarak eleştiren Özel, AK Parti ve MHP’nin süreci muhalefeti dışlayarak yürüttüğünü ifade etti.

“Terörsüz Türkiye” hedefinin siyasete kurban edilmemesi gerektiğini vurgulayan Özel, iktidarın başaramaması durumunda CHP’nin çözüm için hazır olduğunu söyledi.

Özgür Özel’in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

Terörsüz Türkiye ya da terörün bitmesinin başarılı olmasının şartları nedir diye baktığımızda, Adalet ve Kalkınma Partisi’ni, o zaman MHP tam karşısındaydı, CHP’yi de AK Parti zorla karşısına itti. Siyaset kurumunu dışlayarak, kişilerle Erdoğan’ın görevlendirdiği 3 kişi, Abdullah Öcalan’ın talep ettiği 3 kişi görüştü. Sürecin sonunda toplumsal mutabakat sağlanamamış olduğu için mesele patladı. Ardından ne oldu? Hendek olaylarında 249 şehit verdik. O gün başaramadığımız için bu kadar şehit verdik bu kadar çok para kaybettik. Demek ki bunu bir siyasi partinin değil bütün siyasi partilerin ortaklaşabildiği zeminde, toplumsal mutabakatın aranabildiği en önemli mecra parlamento. Bütün partilerin katılımıyla. Böyle bir süreci götüreceksiniz bu süreçte devletten birtakım görevliler rol alabilir, ön müzakereler yapalıbilir. Aktörlerin tamamı seçilmiş, doğrudan resmi yollardan yetkilendirilmiş olması bekleyemezsiniz. İstihbarat örgütü gider görüşür. Bir miktar orada yol alınır. Orayı çok sorgulamak gerekir. Daha sonra bütün siyasi aktörlere samimiyetli bilgi paylaşması lazım. Bu aksadı. Devlet Bey’in Meclis’te selamlaşıyoruz, ihtiyaç duyduğumuzda konuşuyoruz diye ‘DEM’leniyorsanız’ dediği, 2014 yılında Erdoğan’a söylediği, Erdoğan’ın ona ‘kandan beslenen vampirsin’ dediği. Bir anda Bahçeli’nin el uzatmasıyla ve sonra umut hakkı konuşmasıyla öğrendik.

“Devlet düğmeye basar, Devlet Bey 180 derece döner”

Devlet Bahçeli yıllardır ağzına geleni söyler. Bize bu kadar haksızlık eder. Bunu yaparken bunu yapıyor. Devlet düğmeye basar Devlet Bey 180 derece döner. Böyle bir inorganik siyaseti doğru bulmam. Birtakım atanmışlar her şeyi bitirmiş, düğmeye basmış. En ağır hakaretler ederken el uzatıp, sıkıyormuş. Bu baharı başlatacak ilk çiçeğin açması ise eyvallah. Süreç şeffaf işletilmedi, toplumsal mutabakat evresine yönelik doğru adımlar atılmadı. Diğer partilerin bilgilendirmesi süreci yarım kaldı. Şöyle bir şeye döndü iş. Sevgili Sırrı Süreyya Önder’e dedim ki, ‘Dünyada bu işi başaranlar böyle yapmıyor’. O dedi ki ‘Başkan geçen sefer denedik, hedefimiz barış sonra çözüm yaptık olmadı şimdi önce çözüm sonra barış’ dedi. ‘O zaman bu sürecin parlamentoya açılması lazım’ dedim. Bugün DEM’le AK Parti arasındaki sürtüşmede o. Sayın Erdoğan AK Partili milletvekillere ‘gidin Türkiye’ye anlatın’ diyor. ‘Millet sakın pazarlık ediyor sanmasın, anlaşma var sanmasın’ deniyor.

“AK Parti ve MHP, CHP’yi şeytanlaştırarak bir süreç yönetiyor”

Diyorlardı ki ‘terörsüz Türkiye demek kayıtsız şartsız silahların bırakılması demektir’. Bugün Ahmet Türk’ün yaptığı, Tuncer Bey’in açıklamaları önemliydi. Diyorlar ki, güven artırıcı önlemlere bu işin takvimlendirmeye ihtiyacı var. Bunu söyleyince Adalet Bakanı başka bir şey söylüyor. Şimdi iş oy kaygılarıyla hem sahipsiz bırakılma, başarılı olunacak a bu başarıyı kimseyle paylaşmamak için AK Parti ve MHP, muhalefeti dışlayarak, CHP’yi şeytanlaştırarak bir süreç yürütüyor. Bunu millet görüyor. Bunu anketlerden görüyoruz. CHP’ye ne yapılmaya çalışıldığı millet tarafından doğru anlaşılıyor. MHP’ye yeni düşman lazım. Bundan önce DEM şeytandı, şimdi DEM’le dost oldular, ki olsunlar, doğrudur. Hiçbir parti şeytan değildir.

“Geçen sefer çok şey kaybettik”

Biz terörsüz Türkiye’ye ‘hayır’ demiyoruz. Bu iş siyasete kurban edilecek bir iş değil. Geçen sefer bu işten başarısız olunca çok şey kaybettik. Büyük sabır ihtiyat ve ihtimamla bu sürece samimiyetle destek vermeyi önemli görüyorum. Bana deseler ki ‘komisyon kuruyoruz getir demokratikleşme paketini’ deseler ben hazırım. Bu ülkede kan, gözyaşı dursun, para doğru yola harcansın isteriz. Şu anda muhalefette olduğumuz için bunu enfekte edelim, sabote edelim demiyoruz. Bu iktidar süreci beceremezse kendi iktidarımızda Kürt meselesini demokratik yoldan çözecek güvenceyi veriyoruz. Bugün çözmeye karar verirlerse o noktada Meclis zemininde biz varız.

“İlk önce demokratik masanın kurulması lazım”

Bunu bir partinin çerçevelemesi yerine Meclis Başkanını yaratacağı demokratik zeminde partilerin görevlendireceği teknik kişilerin çerçeveyi belirlemesi lazım. Kırmızı, beyaz, yeşil çizgiler yerine toplumsal mutabakatın aranması lazım. O sandalyelerden birinde şehit ailelerin de olduğu onların da rızasının alınmasını söylüyoruz. CHP’nin bu yaklaşımını şehit aileleri olumluyor. ‘Gelin bu sefer bu işi, sıcak siyasetin çatışmalı alanından çıkarıp, hep birlikte çözelim, kazananın Türkiye Cumhuriyeti olacağı, kaybedenin olmayacağı bir süreç olsun’ diyoruz. Nerede ise parlamente yüzde 95 temsiliyete sahip. O açıdan önemli. Dışarıda kalan partiler önemli. Örneğin Zafer Partisi’nin milletvekili yok mutlaka davet edilmeli. Sayın Destici mutlaka çağırılıp görüşü alınmalı. Bir masa kurarsınız, davet ederseniz, gelenler gelir, gelmeyenler gelmez. Gelip de eleştirilerini söyleyenler, kendi perspektifinden çözüm sunanlar olur. İlk önce müzakere, çözüm, tartışma, demokratik masanın kurulması lazım. Türkiye için doğruyu aramak lazım. Bundan başka çare yok.

YORUMLAR

s


En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

TBMM’de Kürtçe gerginliği: DEM Parti’li vekil konuşmasından sonra Kürtçe konuştu, mikrofonu kapatıldı

HIZLI YORUM YAP