Diyarbakır'da kaybolduktan 19 gün sonra cesedi derede bir çuval içinde bulunan sekiz yaşındaki Narin Güran'ın ailesi, bir yazılı açıklama yaparak yaşanan olaylara ve kamuoyundaki tepkilere yanıt verdi.
Güran ailesi, olayın çözümünde devletin tüm birimlerinin seferber olduğunu belirterek, kızlarının katillerinin bulunacağından ve gerekli cezaların verileceğinden şüphe duymadıklarını dile getirdi. Ancak, süreç boyunca aileye yönelik iftira ve mesnetsiz ithamlarla karşılaştıklarını ifade ettiler.
Açıklamada, özellikle görsel ve yazılı medyada Güran ailesine yönelik ağır saldırılar ve suçlamalar yapıldığı belirtildi. Ayrıca, olayın Kur'an kurslarına ve dini değerlere saldırılar için kullanılmasına da tepki gösterildi.
Güran ailesi tarafından yapılan yazılı açıklama şu şekilde:
Aziz milletimize;
21 Ağustos günü Narin Güran'ın kaybolması nedeniyle günlerce ülke gündemini meşgul ettiğimizden dolay Güran ailesi olarak üzüntülerimizi bildirmek istiyoruz.
Devletimizin tüm birimleri bu süreçte tüm imkânlarıyla olayın çözümü için seferber olmuştur, gerçeklerin gün yüzüne çıkması için uğraşmaya da devam etmektedir. Kızımızın cansız bedeni nasıl bulunduysa olayı çözeceğine, kızımız Narin'in fail veya faillerini bulacağına, bulunacak fail veya faillerinde en ağır ceza ile tecziye edileceğinden hiç şüphemiz yoktur.
Yalnız bu süreçte aile fertleri olarak acı ve kederi içerisindeyken görsel ve yazılı medya da merhume kızımız Narin suistimal edilerek gerek Güran ailesine gerekse de şu an şüpheli olarak tutulan aile fertlerinin kişilik haklarına acımasız saldırılar ve iftiralar ile mesnetsiz ithamlar da bulunulduğu medyayı izleyen dostlarımız tarafından bizlere bildirilmektedir.
Ayrıca ilgi ve alakası olmadığı hâlde bu olay nedeniyle Kur'an kurslarına ve dinimize saldırılar yapılmaktadır.
Diyarbakır'da asırlarca yaşamını sürdüren kimi zamanda yöneticiliğini yapmış Gevranizade ailesinin fertleriyiz. Ülkemizin değişik coğrafyasında binlerce Güran ailesi ve yeğenleri yaşamaktadırlar, büyük ekseriyetiyle de vatanına ve milletine bağlı fertlerdirler.
Aile fertlerimizin kendi kızlarımızı öldürmelerini tahayyül edemiyoruz, ancak böyle bir durum varsa bile bir kişi yüzünden koca bir ailenin karalanmasını bir takım dış güçler ve onların yerli uzantılarına bağlamaktayız. Aile fertlerimizin bir kısmının yaşadığı Tavşantepe Mahallesinin stratejik ve coğrafi konumu da ayrı bir etkendir.
Devletimize bağlı tüm güçlerin bu oyuna gelmemelerini istirham ederiz. Maalesef bazı muhafazakar yazarlar dahi hiç inceleme yapmadan aileyi vatan düşmanlığı ile itham etmektedirler.
Sadece ailenin çok küçük bir kısmının yaşadığ, olayın vuku bulduğu Tavşantepe Mahallesinde yapılan seçim sonuçlarını tetkik ederlerse bu beyanlan nedeniyle mahcup olacaklardır. Seçim neticeleri de ailenin iddia edildiği gibi diktatör olmadığının en büyük ispatıdır.
Şu an olayın sıcaklığı devam etmekte olup, olaylar açığa çıktığında fail veya failer bulunduğunda iftiralar atarak kişilik haklarımıza saldırılar yapan kişi ve kişiler hakkında yasal işlem yapılacaktır. Maddi ve manevi tazminat haklarımızı mahfuz tutmaktayız.
Bu süreçte hakikatin tezahürü için uğraşan tüm devlet büyüklerimize, bunca baskılara rağmen bizim suçsuzluğumuza inanarak bizden desteklerini esirgemeyen dostlarımıza teşekkürü bir borç biliriz.
Ülkemizde ki tüm siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının acımızdan siyasi malzeme yapmamasını da mahkemenin neticesini beklemelerini istirham ederiz.