Erzurum'da düzenlenen Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi gerçekleşen miting sırasında yaşanan olaylar, Türk siyasi sahnesini sarsan bir dizi olayın başlangıcını oluşturdu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na yönelik taşlı saldırıya karışan 28 sanığın hakim karşısına çıkmasının ardından yaşanan gelişmeler, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.
İlk duruşmada, sanıkların adli kontrol kararının kaldırılması, İmamoğlu'nun avukatlarının dosyanın yetkisizlik kararı verilerek ağır ceza mahkemesine gönderilmesi talebi ve soruşturmanın genişletilmesi isteği duruşmanın ana gündemini oluşturdu. Avukatlar, olayın "kasten adam öldürmeye teşebbüs" olduğunu savunarak dosyanın Erzurum Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesini talep ettiler.
Duruşmada, sanıkların parti üyeliği sorusuyla başlayan tartışmalar, özellikle bir sanığın daha önce MHP üyeliği olduğunu açıklamasıyla alevlendi. Bu noktada, avukatların parti isminin kullanılmasına itirazları ve mahkemenin üyelik sorgulamaya devam etmesi dikkat çekti.
Uzman çavuş Muhammet Akif Keleş'in olaylara karıştığı iddiasıyla sözleşmesinin iptal edilmesi ve yaşadığı mağduriyet durumu da duruşmanın duygusal bir atmosfer kazanmasına neden oldu. Keleş'in, "Beni Türkiye'nin önüne attılar" ifadesi, olayların sosyal ve psikolojik boyutuna işaret etti.
Sanıkların tek tek ifadeleri alınırken, bazılarının taş ve çakmak değil 'kozalak' attıklarını söylemeleri, olayın detaylarını daha da karmaşık hale getirdi. Ayrıca, sanıkların sosyal medya veya başka bir yerlerin yönlendirmesiyle olay yerine gelmediklerini savunmaları, olayların arkasında nasıl bir organizasyon olduğuna dair soru işaretlerini artırdı.
Davanın müşteki sıfatıyla yer alan CHP Erzurum İl Başkanı Suat Dülger'in, olayların organize bir şekilde gerçekleştiği ve olay yerinde CHP bayrağı dışında hiçbir bayrağın olmamasına dair ifadeleri, olayların siyasi bir boyut taşıdığı izlenimini güçlendirdi. Dülger'in, "Miting değil, halk toplanacaktı, esnaf ziyareti yapılacaktı" ifadeleri, olayın miting atmosferi dışında planlandığını öne sürdü.
Erzurum'da düzenlenen Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi gerçekleşen miting sırasında yaşanan olaylar, Türk siyasi sahnesini sarsan bir dizi olayın başlangıcını oluşturdu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na yönelik taşlı saldırıya karışan 28 sanığın hakim karşısına çıkmasının ardından yaşanan gelişmeler, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.
İlk duruşmada, sanıkların adli kontrol kararının kaldırılması, İmamoğlu'nun avukatlarının dosyanın yetkisizlik kararı verilerek ağır ceza mahkemesine gönderilmesi talebi ve soruşturmanın genişletilmesi isteği duruşmanın ana gündemini oluşturdu. Avukatlar, olayın "kasten adam öldürmeye teşebbüs" olduğunu savunarak dosyanın Erzurum Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesini talep ettiler.
Duruşmada, sanıkların parti üyeliği sorusuyla başlayan tartışmalar, özellikle bir sanığın daha önce MHP üyeliği olduğunu açıklamasıyla alevlendi. Bu noktada, avukatların parti isminin kullanılmasına itirazları ve mahkemenin üyelik sorgulamaya devam etmesi dikkat çekti.
Uzman çavuş Muhammet Akif Keleş'in olaylara karıştığı iddiasıyla sözleşmesinin iptal edilmesi ve yaşadığı mağduriyet durumu da duruşmanın duygusal bir atmosfer kazanmasına neden oldu. Keleş'in, "Beni Türkiye'nin önüne attılar" ifadesi, olayların sosyal ve psikolojik boyutuna işaret etti.
Sanıkların tek tek ifadeleri alınırken, bazılarının taş ve çakmak değil 'kozalak' attıklarını söylemeleri, olayın detaylarını daha da karmaşık hale getirdi. Ayrıca, sanıkların sosyal medya veya başka bir yerlerin yönlendirmesiyle olay yerine gelmediklerini savunmaları, olayların arkasında nasıl bir organizasyon olduğuna dair soru işaretlerini artırdı.
Davanın müşteki sıfatıyla yer alan CHP Erzurum İl Başkanı Suat Dülger'in, olayların organize bir şekilde gerçekleştiği ve olay yerinde CHP bayrağı dışında hiçbir bayrağın olmamasına dair ifadeleri, olayların siyasi bir boyut taşıdığı izlenimini güçlendirdi. Dülger'in, "Miting değil, halk toplanacaktı, esnaf ziyareti yapılacaktı" ifadeleri, olayın miting atmosferi dışında planlandığını öne sürdü.
