DOLAR

39,4836$% 0.22

Created with Highcharts 8.2.2
EURO

45,7036% -0.27

Created with Highcharts 8.2.2
GRAM ALTIN

4.354,37%1,65

Created with Highcharts 8.2.2
ÇEYREK ALTIN

7.100,00%1,62

Created with Highcharts 8.2.2
TAM ALTIN

28.320,00%1,63

Created with Highcharts 8.2.2
BİTCOİN

4095624฿%-3.6467

Created with Highcharts 8.2.2
a

Ekrem İmamoğlu, Sosyalist Enternasyonal’e mesaj yolladı: Hükûmet yaklaşan iktidarımızdan korkuyor

Sosyalist Enternasyonal Konsey Toplantısı’na Silivri Cezaevi’nden gönderdiği mesajla katılan Ekrem İmamoğlu, siyasi tutukluluğuna dikkat çekerek demokrasi ve halk iradesi için mücadele çağrısı yaptı.

Sosyalist Enternasyonal Konsey Toplantısı, 81 ülkeden 89 partinin katılımıyla İstanbul’da CHP’nin ev sahipliğinde gerçekleşti.

Toplantıya tutuklu bulunan İBB Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, Silivri’den gönderdiği kapsamlı bir mesajla katıldı.

İmamoğlu mesajında, siyasi nedenlerle tutuklandığını, baskıların halkın iradesine yönelik olduğunu ve mücadelesinin demokratik değerler adına sürdüğünü vurguladı.

Türkiye’de demokrasi ve hukuk devletinin hedef alındığını belirten İmamoğlu, uluslararası dayanışmanın önemine dikkat çekti.

İmamoğlu’nun mesajı şu şekilde:

Sosyalist Enternasyonal’in değerli üyeleri, sevgili yoldaşlar; İstanbul’a hoş geldiniz. Ne yazık ki sizleri, bizzat elinizi sıkarak karşılayamadım. Ancak kalbim, iradem ve inancım bu salondaki dostluk ve dayanışmanın yanında. Sizi, kentimde ağırlamak çok anlamlı. Zira İstanbul, tarih boyunca kültürlerin buluştuğu bir kavşak ve sürekli tarih yazan bir şehir.

Baskıya, dayatmaya boyun eğmeyenlerin şehri. Bağımsızlığın, özgürlüğün ve büyük değişimlerin kalbinin attığı bir şehir, İstanbul. Büyük değişimler, İstanbul’da hep var olmuştur; hafızamızdaki en güçlü örnekleriyle Taksim’deki 1 Mayıs buluşmalarından, Gezi Parkı direnişinden, bugünkü Saraçhane ve diğer semtlerdeki mitinglere kadar… İstanbul’da yurttaşlar, her dönemde meydanlarda sesini yükseltti, hakkını aradı. Şimdi bu sesi, gençlerin cesaretinde, kadınların direncinde ve halkın susmayan vicdanında bir kez daha görüyoruz ve duyuyoruz.

“Halkımızın bize olan inancını sarsmaya çalışıyorlar”

Bugün demokrasi, eşitlik ve sosyal adalet, dünyanın dört bir yanında ağır saldırıya uğruyor. Demokrasinin zayıflamasına ve otoriterleşmeye bağışık sanılan ülkelerde dahi, insan hakları ve özgürlükler tehdit altında. Türkiye’de yıllardır süren demokratik gerilemenin son noktası ise, millet iradesinin hiçe sayılması, hukuken dayanaksız gerekçelerle, ben dâhil belediye başkanlarımızın ve pek çok yol arkadaşımızın tutuklanmasıdır. Daha dün sabah, yeni bir operasyonla, yine çok sayıda yakın çalışma arkadaşım gözaltına alındı.

Belediyemizin hizmetlerine darbe vurarak, halkımızın bize olan inancını sarsmaya çalışıyorlar. Bunu asla başaramayacaklar. İstanbul halkının oylarıyla üç kez seçilmiş bir belediye başkanı ve 23 Mart’ta Türkiye genelinde gerçekleştirilen partimizin ön seçimde 15,5 milyon yurttaşın oyuyla belirlenmiş cumhurbaşkanı adayı olarak, milyonlarla demokrasi ve adalet talebinde buluştuğum için siyasi tutukluyum. Milyonlar bize inandığı ve güvendiği için, yürüttüğümüz mücadele sonucunda iktidar değişiminin yakın olduğu görüldüğü için tutukluyum.

“Üniversite diplomam iptal edildi, evime baskın düzenlendi”

Demokrasiye açık bir saldırı, millet iradesine yönelik bir darbe girişimi olan bu süreçte üniversite diplomam, hukuksuz biçimde iptal edildi, evime baskın düzenlendi, belediyelerimiz soruşturmalarla kuşatıldı. Bu baskılar, yalnızca beni değil, daha özgür ve adil bir gelecek hayal eden herkesi hedef aldı. Bu saldırı demokrasiye, halkın iradesine ve bir sonraki seçimin adil gerçekleşmesini bugünden engelleme çabasıyla, yarının halk iradesine yönelik bir saldırıdır.

Ne özgür ve adil gelecek kararlılığımızı elimizden alabilirler, ne de halkın iradesini zorbalıkla bastırabilirler. Biz, İstanbul’da katılımcı demokrasinin, birleştirici, kapsayıcı, adil, çevreye duyarlı ve sürdürülebilir bir kenti birlikte kurmanın mümkün olduğunu gösterdik. Halk da İstanbul’da olanın, Türkiye genelinde yaşanmasını istediğini açıkça ortaya koydu. 2024 yerel seçimlerinde, CHP’nin birinci parti olması, 19 Mart’tan bu yana meydanları boş bırakmayan milyonlar… Hükümetin korktuğu işte bu; yenilikçi siyaset anlayışımız ve yaklaşan iktidarımız.

“Tarihin bize söylediği nettir: Otokrasiler yenilmez değildir”

Oysa tarihin bize söylediği nettir: Otokrasiler yenilmez değildir. Geçmişte yenildiler, yine yenilecekler. Sosyalist Enternasyonal, bunu çok iyi bilir. Şili’den Portekiz’e, Güney Afrika’dan Belarus’a kadar, baskıya karşı direnenler, hep birbirleriyle dayanışma içindeydi. Günümüzde, Suriye’de, Ukrayna’da ve Gazze’de halk, savaşın ve yokluğun pençesinde…

Özellikle Gazze’de, Filistin halkı, sadece temel haklarından, topraklarından, evlerinden edilmedi. Şimdi engellenen yardımlar yüzünden, bir kez daha açlık ve ölümle karşı karşıya. Otoriter popülist rejimler, sadece kendi ülkelerini değil, küresel barışı da tehdit ediyorlar. Buna karşılık, demokrasiden yana olanlar da birlikte sesini yükseltmeli ve dayanışma göstermesinin tam zamanı.

“Dayanışma gösteren tüm demokrasi ve adalet savunucularına teşekkür ediyorum”

CHP ve demokrasiye sahip çıkan milyonlar adına, dayanışma gösteren tüm demokrasi ve adalet savunucularına teşekkür ediyorum. Yayınladığınız kuvvetli ortak bildiriler, İstanbul’u heyetler halinde ziyaret etmeniz, belediye binalarınızda yansıttığınız pankartlar, bana fahri hemşehrilik unvanı vermeniz…

“İstanbul bugün demokrasi ile otoriterlik arasındaki mücadelenin cephelerinden birisidir”

Bunlar, sadece sembolik dayanışma örnekleri değil, ortak değerlerimizin en güçlü ifadesidir. Partim CHP’nin, neredeyse yarım asırdır parçası olduğu bu ailenin bir üyesi olmaktan onur duyuyorum. İstanbul, bugün bir kez daha demokrasi ile otoriterlik arasındaki mücadelenin cephelerinden birisidir. Mücadele, hukukun üstünlüğünü savunanlarla, hukuku muhaliflere karşı baskı aracı olarak kullananlar arasındadır. Demokratik kurumları yaşatmak isteyenlerle, onları içten içe çökertenler arasındadır. Halkın iradesiyle, oligarşik bir çıkar grubu arasındadır.

Biz, CHP olarak, yalnızca baskıya karşı durmuyoruz; aynı zamanda somut bir gelecek vizyonu da sunuyoruz. Cumhuriyetimizin kurucu ve en köklü partisi, dünyanın en büyük sosyal demokrat partilerinden biri olarak, parlamenter sistemin yeniden inşası, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, hak temelli bir sosyal devletin kurulması, üreten bir toplum ve tüm bunlar sonucunda sürdürülebilir, adil ve kapsayıcı kalkınmanın inşası için çalışıyoruz. Bu söylediklerimizin hiçbirisi soyut vaatler, söylemde kalan hedefler değildir. Yönettiğimiz şehirlerde hayata geçirdiğimiz, halkla buluşturduğumuz güçlü gerçeklikler ve politikalardır.

“Omur omuza mücadele eden milyonlar var oldukça her şey çok güzel olacak”

Küresel olarak, büyük dönüşümlerin gerçekleştiği bir çağdayız. Karşımızda tarihi bir dönüm noktası var… Bu dönüm noktasında geleceğin haritasını çizenler belli: Gençler, kadınlar, emekçiler, üretenler; yani halk, yani bizleriz… İhtiyaç duyduğumuz şeyi, bugün Sosyalist Enternasyonal’in Konsey toplantısının başlığında da Türkiye’nin dört bir tarafında da görüyoruz. Türkiye, özgür bir gelecek isteyen gençlerin, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkanlara karşı direnen kadınların, traktörleriyle demokrasi konvoyu oluşturan çiftçilerin, adaletsizliğe karşı hakkını arayan emekçilerin ortak sesiyle yankılanıyor.

O ses, Bertolt Brecht’in unutulmaz dizelerini tekrarlıyor: Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz… Ve biliyoruz ki; bu sesi çoğaltan, demokraside ısrar eden, adaleti savunan, kalkınma ve sosyal adaleti inşa etme kararlılığını gösteren, daha iyi bir gelecek için omuz omuza mücadele eden milyonlar var oldukça her şey çok güzel olacak…

YORUMLAR

s


En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Ekrem İmamoğlu, İBB çalışanlarına seslendi: Tarihte görülmemiş en vahşi baskılara şahitsiniz

HIZLI YORUM YAP