39,5685$% 0.12
45,5775€% 0.39
4.282,80%0,05
7.044,00%0,11
28.091,00%0,12
4140122฿%0.32835
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İBB’ye yönelik operasyonların ardından Düzce’de düzenlenen “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitinginde konuştu.
Operasyonları “sivil darbe” olarak nitelendiren Özel, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik uygulamalara tepki gösterdi.
“Dünün mağduru Erdoğan, bugünün zalimi olmuştur.” diyen Özel, yapılanların hesabını soracaklarını söyledi.
İktidarın tehditlerine boyun eğmeyeceklerini vurgulayan Özel, CHP’ye ve halkın iradesine sahip çıkacaklarını ifade etti.
Özgür Özel’in konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:
Güzel Düzce, Türkü, Abhazı, Çerkezi, Pomağı tüm renkleriyle kucaklaşan, Atatürk’e, onun devrimlerine bağlı olan, tarih boyunca haksızlığa susmayan, meydanlara sığmayan Düzce merhaba. Bugün bütün zulümlere karşı Düzce’nin vicdanına sığınmaya ve sesimizi yükseltmeye geldik. 19 Mart darbesinden sonra tüm Türkiye ayağa kalktı. 7 gün 7 gece mücadele verdik. Sabahın erken saatinde kayyum diye kalkanlar, karşısında milleti buldu. Yarın da Antalya’da olacağız. Ama Düzce bizi öyle içten öyle yürekten çağırdı ki; buraya gelmeden, sizinle göz göze gelmeden, bu itirazı buradan yükseltmeden edemedik.
Gitme dediler, AK Parti’nin kalesidir dediler. Düzce’yi tanımamışlar. O eski siyaset, kutuplaşmalar geride kaldı. O kaleler geride kaldı. Düzce, AK Parti’nin ya da başkasının kalesi değildir; milletin kalesidir. Türkiye’nin tüm demokratları bir otokrata karşı birleştik. Artık Düzce bizi, biz Düzce’yi tanıdık. Plaka numarası son numara da olsa, Düzce gönlümüzde bir numaradır. Biz kazanacağız, omuz omuzayız. İyilik kazanacak, kötülük kaybedecek.
Gün gelecek devran dönecek, hırsızlar, uğursuzlar, darbeciler hesap verecek. AK Partisi üyesi olanlar, onların döneminde işe girenler kimse endişe etmesin. Bizim iyi yürekli insanlarla değil varsa haksızlık yapanlar, onlar düşünsün. Bu iktidar yıllarca Düzce’nin oyunu aldı ama hizmette pek görünmedi. Düzce, söz verip de unutanları çok gördü. Kanal İstanbul’un peşine düşenler Melen Barajı’nı yapmıyorlar. Ortaya çıkan çatlakları ise Ekrem Başkan ortaya çıkardı. Düzce’ye emek veren Ekrem başkan ile İSKİ’nin başındaki Şafak Başa, şu an Silivri Cezaevi’ndeler. Onlara kocaman selam gönderiyoruz.
Darbe bu kez postalla, tankla değil savcı cübbesiyle geldi. Ekrem Başkan iftar sofrasındayken 31 yıl önce İstanbul Üniversitesi’nin verdiği diplomayı sırf Cumhurbaşkanı adayı olmasın diye iptal ettiler. İptale direnen dekana teşekkür ediyoruz. Ancak o diplomayı iptal edenleri unutmadık ve bunun hesabını er geç soracağız.
Sayın Erdoğan, etme bulma dünyası, sen namusluca alınmış diplomaya el uzatınca, Düzce gibi güzel memlekette insanlar da sana ‘Diplomasız Erdoğan’ diye sesleniyor. İstanbul’un iradesine sabahın köründe gözaltı yaptılar. Erdoğan, İBB başkanıyken, Ekrem Başkan’a atılan bu iftiraların hepsine muhataptı. Rüşvetten, irtikaptan, terör örgütüne yardım etmekten yargılandı. Ama bir gün emniyete götürüp, nezarette tutmadılar. Yargılamayı bir gün bile tutuklu yapmadılar. Ceza kesinleştiğinde bile polis göndermediler.
Çıktı Saraçhane’de miting yaptı, davulla zurnayla cezaevine gitti. Kendi deyimiyle Pınarhisar’ı milletimizle kucaklaşmak için medreseye dönüştürdük. Günde yüzlerce kişiyle görüştü. Şiir albümü çıkarttı. Kimse engellemedi. Ama Ekrem başkanın milletvekilleri dışında ziyaretlerine engel oluyorlar. Herkese hatırlatmak isterim ki; dünün mağduru Erdoğan, bugünün zalimi olmuştur. Erdoğan kendisine yapılmayanları masum rakibine yapmaktadır. Ekrem Başkan hakkında iddia var iddianame yok, iftira var kanıt yok, cezaevi var yargılama yok, olsa karar yok. Sanki suçluymuş gibi posterlerine afişlerine yasak getiren onun resminden bile korkan bir anlayış var.
Başsavcı ki kanuna göre siyasete girerse geri dönemez. Ödüllendirildi bakan yardımcısı oldu siyasete geçti o makamdan tekrar İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na getirildi. Sürekli Ekrem Başkan’dan suçlu yaratmaya çalışıyor. Bizde inatla sabırla mücadele ediyoruz. Bu yapılanları yanınıza kâr bırakmayacağım. Hesap soracağım.
Bana diyor ki; ‘Meydanlardan çekil partine git orada otur.’ Yani ‘Sokağa çıkar mücadele edersen seni de yerinden ederim’ diyor. Bu tehdidi yapanlara, evlat katillerini üstümüze salanlara, bu meydanda bile sahte ihbar yapıp huzuru bozanlara diyorum ki: Ben iki emekli öğretmenin oğluyum. Yatılı okulda büyümüş; ya devletin anama babama verdiği maaşla ya da karavanadan çıkanla olmuş. Bu çocuk normalde bu kadar koca koca adamların tehditlerinden belki korkardı; eğer oturduğu koltuk Gazi Mustafa Kemal’in koltuğu olmasaydı.
Birileri koltuğum gidiyor diye hesap kitap içine girecekler, CHP’ye operasyon çekecekler: Ne Ekrem Başkan’ı bırakırız ne de Cumhuriyet Halk Partisi’ni. Biz Kuvaimilliye’yiz, senden mi korkacağız? 12 yaşındaki Çınarın, tertemiz devlet memuru Kadriye hanımın gözyaşlarında boğulacaksınız.
Tanju Özcan’dan Kemal Kılıçdaroğlu’na zehir zemberek sözler: “Laf ebeliği yapmayınız, beni konuşturmayın!”