Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, artan enflasyonla mücadelede mevcut maliye politikasının güçlü bir şekilde devrede olduğuna dikkat çekerek para politikasının gecikmeli etkisinin devreye gireceği 2025 yılında enflasyonda baz etkisi ötesinde kalıcı bir düşüş sağlanacağını söyledi. Enflasyonla mücadelede mevcut maliye politikasının güçlü bir şekilde devrede olduğunu belirten Şimşek, para politikasının gecikmeli etkisinin devreye gireceği 2025 yılında enflasyonda baz etkisi ötesinde kalıcı bir düşüş sağlanacağı vurguladı.
Türkiye ekonomisinin üç yıllık yol haritası niteliğini taşıyan OVP'ye yönelik konuşan Şimşek, programın önemine dikkat çekerek “İş alemi Orta Vadeli Programı kendilerine rehber almalı. OVP’de hedefler kamu için bağlayıcı, özel sektör için rehber niteliğindedir. Özel sektör planlarında OVP’yi dikkate alırsa kendilerinin faydasına olur” dedi.
Ayrıca Şimşek, borsa ve kripto vergilerinin gündemlerinden çıktığını, genel vergi oranlarını artırmaya ya da indirmeye dönük bir vergi paketlerinin olmadığını belirtti.
2025 yılında enflasyonda baz etkisi ötesinde kalıcı bir düşüş sağlanacak
Tasarruf tedbirlerinin etkinliğine yönelik tartışmaların hatırlatılması üzerine Şimşek, bugüne kadar harcama disiplini ve tasarruf tedbirleriyle toplam 814 milyar liralık tasarruf sağlandığı bilgisini verdi. Enflasyonla mücadelede mevcut maliye politikasının güçlü bir şekilde devrede olduğunun alını çizen Mehmet Şimşek, para politikasının gecikmeli etkisinin devreye gireceği 2025 yılında enflasyonda baz etkisi ötesinde kalıcı bir düşüş sağlanacağını aktardı.
Şimşek'in sorulara yanıtları şöyle:
Bütçe ve Cumhurbaşkanlığı Programı çerçevesinde 2025’teki yatırım, özellikle kamu yatırımları yönünden görünüm, tahmin, hedefler nelerdir. Kamuda ödenek tahsisi temelinde hangi yatırımlar öne çıkacak?
2025 yılında yatırımlara ayırdığımız kaynak yaklaşık 1,6 trilyon lira ve bütçenin %10,5’ine karşılık geliyor. Deprem harcamalarındaki azalmanın etkisiyle geçen seneye göre (%14.4) kısmen bir yavaşlama olacak.
2025 yılında kamu yatırımlarında dört konu öne çıkıyor. Deprem yaralarının bir an önce sarılması ve sosyal konut, belirli aşamaya gelmiş olan sulama yatırımlarının hızla tamamlanması, sanayinin lojistik maliyetlerini azaltmak için iltisak hatları yapımlarının hızlandırılması, başlamış olan OSB ve küçük sanayi siteleri yapımlarının hızla tamamlanması olacak.
Özel sektör yatırım önceliklerimiz: Orta yüksek ve yüksek teknoloji imalat sanayii sektörleri (kimya, ilaç ve tıbbi cihaz, elektronik, makine, elektrikli teçhizat, otomotiv ve raylı sistem araçları), tarım ve gıda, enerji, savunma sanayii ve turizm sektörleri olacak.
Nasıl bir politika izlenecek?
Kamu maliyesinin enflasyonla mücadeleye destek olması kapsamında kamuda tasarruf, yönetilen ve yönlendirilen fiyatlar alanında nasıl bir politika izlenecek?
Maliye politikası enflasyonla mücadelede çok güçlü bir şekilde devrede. 2023 yılında bütçe açığının milli gelire oranı %5.2 olarak gerçekleşti. Bakın gelişmekte olan ülkelerin ortalaması %5.5. Dolayısıyla geçen seneki açık, depremin etkilerine rağmen makul bir seviyede. Eğer deprem harcamalarını hariç tutarsak, bütçe açığının milli gelire oranı %1.6’ya düşüyor.
2024 yılı için milli gelire oranla %4,9 seviyesinde bir bütçe açığı bekliyoruz. Deprem harcamalarını ve EYT’nin maliyetini çıkarırsak, bütçe açığı %1’in altına düşmüş oluyor. Geçmiş 20 yılın ortalamaları ile karşılaştırdığımızda, deprem ve EYT faktörünü de bir kenara koyarsak, burada da iyi bir performans söz konusu.
2025 yılında enflasyonda baz etkisinin ötesinde kalıcı ve belirgin bir düşüş olmasını bekliyoruz. Çünkü; para politikasının gecikmeli etkisinin devreye girmesini, negatif mali itkinin olmasını (yani bütçe açığını milli gelire oran olarak %4.9’dan %3.1’e düşüreceğiz), gelirler politikasının daha destekleyici olmasını ve yönetilen/yönlendirilen fiyatların enflasyon hedefiyle daha uyumlu olmasını bekliyoruz.