Lübnan Hizbullahı'nın lideri Hasan Nasrallah, İsrail-Filistin hattında 7 Ekim'den bu yana devam eden çatışmalar ve Hizbullah'ın tutumu hakkında açıklamalarda bulundu. 

Nasrallah, "Kudüs yolunda can veren şehitlerin onurlu kutlaması" başlıklı konuşmasında Hamas'ın 7 Ekim'de düzenlediği ve 'Aksa Tufanı' adını verdiği operasyonun yüzde 100 Filistin'e ait olduğunu söyledi.

Hasan Nasrallah, "7 Ekim'de Hamas'ın silahlı kanadı El Kassam Tugayları'nın yaptığı ve (Filistinli) direnişin devam ettirdiği kutsal operasyon yüzde 100 Filistinliydi. Filistinliler tarafından yürütüldü; müttefiklerinden sakladılar, bu da operasyonu oldukça başarılı hâle getirdi." diye konuştu.

İsrail'in Gazze'de yaşanan soykırımdan ABD'nin sorumlu olduğunu ve Irak'taki İslami Direniş Hareketi'nin ABD'nin üslerine saldıracağını açıkladığına dikkat çeken Nasrallah, "Bu katliamda ABD'nin payı ilk sırada. Bu savaşın sorumlusu ABD'dir, İsrail sadece bir maşadır. Yaşanan tüm katliamlardan ABD sorumludur ve cezaya mahkûm edilmelidir." ifadelerini kullandı. 

"Dört acil konu öne çıkıyor"

Hizbullah lideri, 7 Ekim'i oluşturan koşullarla ilgili olarak Filistin'de dört acil konunun öne çıktığını söyledi. Bunları, İsrail'in tutukladığı Filistinli mahkumların durumu, Kudüs ve Mescid-i Aksa, Gazze kuşatması, Batı Şeria'daki yerleşimciler ve günlük cinayetlerden kaynaklanan yeni tehlikeler olarak sıraladı.

Arap ülkelerini eleştiren Nasrallah, "22 Arap ülkesi var, hiçbiri Gazze'den bir yaralıyı çıkaramıyor. Acizlik bu noktaya mı ulaştı? Asker, füze göndermiyorsunuz; peki Refah Sınır Kapısı'nı açmaya da mı gücünüz yetmiyor? Arap ülkeleri İsrail'e gaz ve petrol akışını kesmeli" dedi. 

ABD'de Filistin protestolarıyla çalkalanıyor! En az 570 kişiye gözaltı ABD'de Filistin protestolarıyla çalkalanıyor! En az 570 kişiye gözaltı

Nasrallah'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: 

"Aksa Tufanı harekatı birçok cepheye yayıldı. Her bakımdan (insani, ahlaki, dini) tam meşruiyete sahip bir savaş arıyor olsaydık, bu işgalcilerle gerçekleştirilen savaş gibi bir savaş bulamazdık. Tüm dünyada dayanışma gösteren tüm ülkelere, tüm halklara, Yemen ve Irak direnişine selam olsun. Bu savaş yüce Allah adına yapılacak en büyük savaştır. İsrail'e karşı savaşmanın ilahi bir dava olduğu açıktır. Bu Allah'ın yolunda bir savaştır. Gazze halkının dünyada benzeri yoktur.  Hiçbir Amerikan veya İsrail baskısı irademizi kıramaz.

Avrupa Birliği, Arap Ligi ve Birleşmiş Milletler gibi tüm uluslararası örgütleri Filistin'i görmezden gelmekle suçluyoruz.

Bugün kendi duruşumuz üzerinde açıklama yapacağım. Pozisyonumuzu netleştireceğiz. 57 yıldır Filistin halkının yaşamış olduğu bir dram var. Ancak son yıllarda Filistin'deki durum çok zorluydu. Mevcut Filistin hükümeti durumu daha çok zorlaştırdı. 

"AKSA TUFANI DİRENİŞ TARAFINDAN DÜZENLENEN BAĞIMSIZ BİR HAREKAT"

El Kassam Tugayları'nın 7 Ekim'de yaptığı operasyon, Filistin davasının dünyanın gündemine girmesi için gerekliydi. Aksa Tufanı, direniş tarafından düzenlenen bağımsız bir harekattı.

(Hamas'ın 7 Ekim saldırısı) Operasyonun başarısı, gizliliğine bağlıydı. Bu da gayet anlaşılır ve mantıklıydı. Aksa Tufanı, tamamen Filistin Direnişi'nin yöneticilerinin kararıydı. Hiçbir şekilde bölgesel güçlerin etkisi olmadı. Hayatını kaybedenler de Filistinli. Bu dava Filistin'in davasıydı, Filistin'in kararıydı. 

Dünya Filistin'i unuttu, koşullar kötüleşmeye devam ederken Filistin dünya için son öncelik oldu. Böyle büyük bir olayın (Aksa Tufanı) olması kaçınılmazdı ve bu dünyada insanlık konusunu yeniden gündeme getirdi. 

"İSRAİL'İN GÜVENLİĞİ, ÖRÜMCEK AĞI KADAR ZAYIFTIR"

Bu büyük operasyon neye neden oldu? İsrail rejiminde büyük bir güvenlik, siyasi depremi yarattı. İsrail'in güvenliği, örümcek ağı kadar zayıftır. Dost düşman ortaya çıktı. ABD, İsrail'in yanındadır. Hani İsrail güçlüydü? ABD savaş gemileri İsrail'i kormak için bölgeye geldi. Düşman, ilk günden itibaren Amerika'dan yardım istedi, ki biz daha başlamadık.

Daha hiçbir şey başlamadı bile ve dünyanın dört bir yanından ülkelerin başkanlarını, bakanlarını, generallerini, milyarlarını gönderdiğini görüyoruz.

Buradan Araplara sesleniyoruz; bu demokrat, insan haklarına saygılıi insan haklarını koruyan dediğiniz bu ülke bugün Gazze'de çocukları, halkları katletti ve bunu bütün dünyaya gösterdi. Bunlara rağmen kör bir sessizlik var. Otuz gündür Gazze soykırıma uğruyor, bütün dünyanın gözü önünde yok ediliyor. 

"BU SAVAŞIN SORUMLUSU ABD"

Bu katliamda ABD'nin payı ilk sırada. Bu savaşın sorumlusu ABD'dir, İsrail sadece bir maşadır. Yaşanan tüm katliamlardan ABD sorumludur, cezaya mahkum edilmelidir. 

Bu savaş, diğerleri gibi değil. Bu savaş; öncesi, sonrası gibi olmayacak bir savaş. Bu savaş, ayırt edici bir savaştır. Bu savaştan sonrası, kesinlikle eskisi gibi olmayacaktır ve bu hepimize sorumluluğu üstlenmeyi gerektiriyor. İlk hedefimiz Gazze'ye yapılan saldırıları durdurmak, ikinci hedefimiz Gazze'deki direnişin zafer kazanmasıdır.

22 Arap ülkesi var, hiçbiri Gazze'den bir yaralıyı çıkaramıyor. Acizlik bu noktaya mı ulaştı? Asker, füze göndermiyorsunuz; peki Refah Sınır Kapısı'nı açmaya da mı gücünüz yetmiyor?Arap ülkeleri İsrail'e gaz ve petrol akışını kesmeli. 

"SINIRDAKİ OPERASYONLARA DEVAM EDİYORUZ AMA YETERLİ OLMAYACAK"

Lübnan cephesinde ne olacak? 'Hizbullah savaş başlatacak' diyorlar. Biz zaten 2. gün Lübnan sınırında savaşa girdik, biz 8 Ekim'den bu yana zaten saldırılar yapıyoruz. Biz sınırda yaptığımız operasyonlara devam ediyoruz ama bu yeterli olmayacak. Lübnan cephesinde 1948'den bu yana işgalciler yaşamadığı şeyleri yaşıyor. Temmuz savaşından bu yana bu kadar büyük çatışmalar yaşanmamıştı.

Savaşı ve saldırıları sona erdirmeliyiz. Hamas'ın bu direnişi kazanmasını sağlamalıyız. Gazze'nin kazanması Filistinlilerin kazanması anlamına geliyor, bölgedeki herkesin kazanması anlamına geliyor.

Lübnan cephesi Gazze'de yaşanacaklara bağlı. Lübnan cephesinde tüm ihtimaller açıktır, tüm seçenekler masadadır."

Editör: Batuhan Yavuz