CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Kırklareli'nin Lüleburgaz ilçesindeki Sanat Akademisi'nde, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, muhtarlar ve kanaat önderleriyle kahvaltıda bir araya geldi. Özel'e partisinin il ve ilçe başkanlarıyla, Lüleburgaz Belediye Başkan Adayı Murat Gerenli de eşlik etti. Özel, burada yaptığı konuşmada, 31 Mart yerel seçimlerinin önemine değindi ve ekonomiyi gündemine aldı.

Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimlerinde partisine yalan videolarla saldırıldığını anlatan Özel, "31 Mart seçimlerinin çok daha büyük bir önemi var. Geçen 14 ve 28 Mayıs'ta iktidarı değiştirmeye, yani uzun yıllardır Türkiye'de iktidarda bulunan ve geniş kesimlerin, özellikle emekçilerin, emeklilerin, çiftçilerin, esnafın birikmiş sorunlarını çözmek bir yana, artık onlar açısından hayatı katlanılamaz hale getirmiş olan bir iktidarı değiştirmeye çok yaklaşmıştık. Yüzde 51'e 49 sayılabilecek bir sonuçla ancak ikinci turda devletin bütün gücüyle ve Türkiye coğrafyasının çeşitli bölgeleriyle baskılarla, Cumhuriyet Halk Partisi'nin büyük bir ittifakta buluştuğu genel başkanını aday yaptığı ve çok ciddi bir halk desteğini aldığımız halde iktidar değiştiremediğimiz bir süreci hep birlikte yaşadık. O süreçte hatırlarsanız yokluk, zamlar, enflasyon, işsizlik, hayat pahalılığı bugünkü kadar olmasa da can yakıyordu. Ama seçmenlere şunu söylediler; 'Evet belki yoksulsun, işsizsin, güvencesizsin, geleceğinden endişelisin ama tehlike büyük, bize oy vermelisin. Biz olmazsak bayrağı indirecekler, vatanı böldürecekler, ezanı susturacaklar' gibi büyük yalanlara sarıldılar. Cumhuriyet Halk Partisi gibi cumhuriyeti kurmuş, her bir bireyi cumhuriyetin kurucu babalarına, kurucu kadrolarına, kurucusuna, devrimlerine yürekten bağlı bir partiye bile yalan videolarla saldırmaktan çekinmediler. O günlerde 'Oyu bize verin, seçimden hemen sonra her şey düzelecek' diyorlardı. O gün bunu söylediklerinde belki korkuttukları, kandırdıkları yoksul insanların, işsiz insanların, güvencesiz insanların o gün oyunu aldılar ama bugün anlaşılıyor ki, esas olarak o insanların ahını aldılar" dedi.

'EMEKLİ BUGÜN 10 BİN LİRA'YA GEÇİNMEK ZORUNDA'

Hemşire herşeyi anlattı! Yenidoğan çetesinin itirafları korkunç Hemşire herşeyi anlattı! Yenidoğan çetesinin itirafları korkunç

Aradan geçen 8 aylık süreçte benzin ve mazot fiyatlarının arttığını söyleyen Özel, "O gün 19 lira 70 kuruş olan mazot, bugün 40 lira. O gün 20 lira olan benzin, bugün 40 lira oldu. Benzinde yüzde 97, mazotta yüzde 106 zam var. Bu ne demek? Bundan sonra, seçimden sonra iğneden ipliğe her şeye zam, demek. Zaten bunu gizlemiyor Mehmet Şimşek, diyor ki; 'Seçimden sonra sıkı para politikası olacak'. Yani halk deyimiyle, kemerler sıkılacak. Kemeri kim sıkıyor? Siz hiç fabrikatörün, holding sahibinin, tuzu kuruların, beşli çetenin kemer sıktığını gördünüz mü? Kemer sıkma, denildiğinde akla eski orta direk, şimdi hepsi yoksul, esnaf, çiftçi, memur geliyor. Kemeri sıkmak, acı reçeteyi içmek hep vatandaşa, hep yoksullara, hep dar gelirlilere düşüyor. Kriz ortamında birileri paralarına para katıyorlar. Geçen krizden çıkışın çaresini kur korumalı mevduatla buldular. 4 lirası olan bir gecede 18 lirası oldu, diyor ki, siz paranızı dolara yatırmayın, Türk lirasına yatırın. Dolar artarsa farkı biz karşılayacağız. Biz dediği kim? Emine Hanım’ın bileziklerini mi bozdurdular? Burak Erdoğan'ın, Bilal Erdoğan'ın sünnette takılan altınlarını mı bozdurdular? Hangi birikimle karşıladılar? Bu salonda bulunanların, Lüleburgazlıların, Kırklarelililerin, Türkiye'nin orta gelir ve düşük gelir sınıfının birikimleriyle o farkları karşıladılar. Bugün emekli 10 bin liraya geçinmek zorunda. Miting alanlarında soruyorum, meydanın yarısından fazlası emekli. Emeklinin yüzde 70-80'i en düşük emekli maaşıyla geçiniyor. Yediği ekmekten, içtiği sudan, torununa aldığı sütten vergi kesiliyor. Türkiye 100 lira verginin 68'i doğal vergilerle, 21'i maaştan kesilen vergilerle oluyor, toplam yüzde 89. 100 lira vergi karşılıyoruz, yüzde 89'u ya çalışanın maaşından ya da dolaylı vergi. Yani fabrikanın sahibiyle bekçisi, ekmek aldığında aynı vergiyi ödüyor, mazot aldığında aynı vergiyi ödüyor. Kazançtan alınan vergiler sadece yüzde 11. Bunun da büyük kısmı yine esnafın, KOBİ'nin ödedikleri. Esas vergi vermesi gerekenler Türkiye'de vergi vermiyor. Böylesine bir adaletsiz sistem. 28 Mayıs'ta verin oyunuzu kardeşinize hayat pahalılığını düşüreceğiz, diyenler 19 liralık mazotu 40 lira yaptılar. 28 Mayıs'tan bugüne gıda enflasyonu yüzde 80'leri aştı" diye konuştu.

'ENFLASYON ARTIŞI ÇOK YÜKSEK'

TÜİK'in açıkladığı şubat ayı enflasyon rakamlarına da değinen Özel, "TÜİK enflasyon rakamlarını açıkladı. Şubat ayı enflasyonu 4,5 puan artmış. Kime göre? Artış çok yüksek ama o artış bile TÜİK'e göre. Baş harfleri 'Tayyip'i Üzme İstatistik Kurumu'. Yıllık enflasyonu bugün itibarıyla yüzde 67 olarak belirledi. Gerçek enflasyon yüzde 130. Peki, emekli ne zam aldı? Yüzde 33 yani 7500'den 10 bin yaptılar. Memur ne aldı, yüzde 49. TÜİK doğru söylüyor bile olsa yüzde 20'ye yakın, yüzde 18 memurun ve işçinin cebinden para çalındı. İş emekliye geldiğinde bu sefer rakam yüzde 34 cepten çalınan para ve Tayyip Erdoğan, iktidara geldiği gün en düşük emekli maaşı 1,5 asgari ücretli. Bugünkü hesapta 25 bin liraydı. Bugün 10 bin lira. Her şeyi altın hesabına vurmakta fayda var. En düşük emekli maaşıyla 3 Kasım 2002 günü tam 8 cumhuriyet altını alınıyordu. İnanmayan açsın, internete baksın. 3 Kasım 2002, çeyrek altın fiyatı yazın, o günkü en düşük emekli maaşıyla 8 çeyrek alınıyordu. Bugünküyle 2,5 çeyrek altın zor alınıyor. Yani 20 yıllık iktidar boyunca Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığı ve Cumhurbaşkanlığında emeklinin cebinde ayda 5,5 çeyrek altın çıkmış hesap ortada. Hesapladığınızda zaten 25 bin lira olması gereken maaş 10 bin lira, 15 bin lira kaybı var. Ve ben 'Emekli kart çıkaralım, 7'şer bin lira seyyanen zam yapalım' deyince para yok. Çalışana maaş ödeyemiyoruz' diyor. Çalışanla emekli karşı karşıya değildir, yan yanadır peş peşedir. Bugünün emeklisi çalışanıdır. Yani onda bu ülkenin adı üstünde emeği var emeği. Bu ülkede çalışan da yarının emeklisidir. Emeklinin karşısındakiler çalışanlar olamaz. Emeklinin karşısındakiler bugün hak etmediği faiz kazancını elde edenlerdir. Bugün hak etmediği ihaleleri alan yandaş müteahhitlerdir, beşli çetelerdir" dedi.

'31 MART'TA HÜKÜMETE DUR DENMESİ LAZIM'

31 Mart yerel seçimlerinde iktidara sarı kart gösterilmesi gerektiğini söyleyen Özel, "Siyaset öncelik belirleme işidir. Sosyal demokratların önceliği emeklilerdir, Recep Tayyip Erdoğan'ın önceliği beşli çetelerdir. Sosyal demokratların önceliği işçilerdir. Tayyip Bey'in önceliği yandaş müteahhitlerdir. Sosyal demokratların önceliği halktır, sosyal demokratların önceliği yoksullardır. Onların önceliği faizle gelirine gelir, servetine servet kattığı zenginlerdir. İşte 31 Mart seçimleri, o yüzden çok önemlidir. Bu gidişata, şu hiç olmazsa son 8 ayda mazotun, benzinin yüzde 100 artmasına, boğaz, gıda, enflasyonunun yüzde 70 artmasına bir dur denmezse, bir sarı kart gösterilmezse, bir kırmızı ışık yakılmazsa, 'Biz buradayız, bizi görün, esas patron biziz, biz bu ülkenin ta kendisiyiz' denmezse, Recep Tayyip Erdoğan'ın önümüzdeki 4 yılda bize çok içireceği acı reçete vardır. Acı reçete emeklinin emekçinin, esnafın, memurun, çiftçinin gırtlağını yakacaktır, midesini delecektir. Dayanılmaz hale gelecektir. Ama 2018'deki o seçim başarısından sonra, tek adam rejimini yerleştirdiği günden sonra 2019'da İstanbul'dan Ankara'dan başlayarak 11 büyükşehirle genel iktidarın gücünü yerelden dengelediğimiz süreçte, geçen seneki seçimlerde 51'e 49'luk duruma kadar gelip büyük bir talihsizlikle kendi hatalarımızla o seçimi kazanamamıştık. Yarınlara umutla bakmak isteyen bu hükümet, beni görmezden gelmesin diyen, beni de hesaba katsın diyen herkesin 31 Mart'ta bu hükümete 'bir dur bakalım' demesi lazım. Türkiye'nin bütün yoksullarını, bütün işsizlerini, bütün esnaflarını, bütün çiftçilerini, bütün emekçilerini ve bütün emeklilerini 31 Mart'ta sandıkta birleşmeye davet ediyorum" ifadelerini kullandı.

'CUMHUR İTTİFAKI'NIN KARŞISINDA ARTIK DAHA GÜÇLÜSÜ VAR'

Özel, Cumhur İttifakı'nın karşısında artık Millet İttifakı değil, Türkiye İttifakı olduğunu ifade ederek, "Bir tarafta Cumhur İttifakı var; AK Parti ve MHP, birbirlerine benziyorlar. En önemli meziyetleri; tehdit etmek, iftira atmak, hakaret etmek. Bu hakaretlerine ve iftiralarına hiçbir zaman cevap vermiyoruz. Diğer tarafta Cumhur İttifakı yanına kimi aldı? 'Kadınları sahiplendirmek lazım' diyen, kadınları adeta birer eşya olarak gören, geçmişte bu ülkeye Hizbullah korkusunu yaşatan, domuz bağcıların avukatlarını meclise taşıdılar ya, bir ittifak ortakları da onlar. İstanbul Sözleşmesi'nden çıkıp, kadına karşı şiddetin tırmanmasına, daha geçen hafta 1 günde 8 kadın öldürüldü. Çünkü diyor ki, kadına karşı şiddet uygulayanlar; 'Artık hükümet kadınların değil, bizim arkamızdalar. İstanbul Sözleşmesi'nde çok ağır bir önlem vardı, onu kaldırdılar. Nasılsa bizimkiler beni kurtarır' diyorlar. Böyle bir anlayış her geçen gün daha çok korkuya, daha çok baskıya, daha çok zulme sarılan Cumhur İttifakı'nın karşısındaki ittifakın adı Millet İttifakı değil, çok daha güçlüsü var; Türkiye İttifakı var. Türkiye İttifakı kimden oy alır? Türkiye'yi seven herkesten oy alır. Milli takım gol atınca, Filenin Sultanları şampiyon olunca ağlayandan oy alır. Türkiye İttifakı rengini kırmızı al bayraktan alır. Vatanını, ülkesini sevenleriyle biz Türkiye'yi kucaklamaya, kurtarmaya, sıkıntı çeken herkesi kucaklamaya geliyor. Türkiye İttifakı'nın Lüleburgaz'daki adayı Murat Gerenli'dir, sizlere emanet ediyorum. Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i, Alevi'yi, Sünni'yi ayırmayan Türkiye İttifakı, Türkiye'nin geleceğin garantisidir. Birileri sürekli beka sorunlarıyla korkutmaya kalksın, Türkiye'nin zamkı, harcı Türkiye İttifakı'dır, Türkiye'yi kuran Atatürk'ün partisi Cumhuriyet Halk Partisi'dir. Seçime kadar adaydan çok çalışmak, gayret etmek hepimizin görevidir. Bundan sonraki süreçte çok daha güzel günlerde, çok daha güzel bir Türkiye'de hep beraber el ele omuz omuza olacağız" diye konuştu.

Editör: Nigar Topcu