GELEN-GİDEN MESELESİ VE KALİTEYE VEDA…

1

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Nereden aklıma geldiyse…
Efsanelerin arkasından gelen yedeklerini düşündüm uzun uzun…
Eski tabirle…
İkameleri…
Yaşı yetenlerin bilebileceği şekliyle.
Çok gerilere de gittim…
1970’lerin sonunda…
Tek kanallı siyah beyaz televizyon olduğu dönemde…
Joe (Co) isimli köpeğin başrol oynadığı efsane bir dizi vardı…
O dizi günün birinde bitince…
Yerine “Lessie” diye bir başka köpek dizisi gelmişti…
Lessie Joe gibi tutmamıştı…
Joe bir kurt köpeği, Lessie tüylü ve çok daha sevimli bir köpekti…
Ama Lessie ağzımızda kekremsi bir tat bırakmıştı…
Tıpkı Dallas bitince yerine geldiği algısını uyandıran “Şahin Tepesi” dizisi gibi…
Dallas’ın Ceyar’ı, Şahin Tepesi’nin kötü karakteri Taytıs ile yer değiştirmişti sanki…
Ama biraz altındaydı beklentinin…
Yani geleni sevsek de…
Eskisinin bir iki tık altında olmasını…
Hayatın doğal seyri gibi mi görmeliydik?
Mesela çocukluğumuzun Efsane Oralet’i…
Portakallı, çayımsı içeceğinin…
Alternatif ürünü olarak algılanan Lezzo onun gibi olabildi mi?
Efsane Efes takımının oyun kurucusu Naumoski Benetton’a transfer olunca…
Yerine gelen Chris Chorciani neden bir iki tık aşağıda kalmak zorundaydı…
Çocukluğumuzun efsane krem çikolatasını ekmeğe sürerken…
Ardıllarının neden onun gibi olmadığını hep düşünürdüm…
Ya da Kamelya Çay’ın çok şık teneke kutusu…
Rize Turist çayında neden basit bir karton kutuya dönüşmüştü..
Karpuz aromalı teneke kutulu çiklet, neden kağıt kutuya dönmek zorunda kalmıştı…
Bunları yazarken demek istediklerim başka aslında…
Hepiniz farkındasınız.
On yıl önceki bir çok ürünü, diziyi, filmi, şarkıyı, benzer kalitedeki yenileriyle ikame edemiyorsunuz…
Yirmi yıl önce yapılan efsane filmler mesela…
Vizontele’sinden, Düğün Dernek’e…
Hokkabaz’dan, Babam ve Oğlum’a…
Neden o standarttan uzaklaşılıyor…
Nuri Bilge Ceylan’ın Ahlat Ağacı…
Biliyoruz ki çölün içinde vaha sanki…
Her ürünün, hizmetin sayısı artıyor…
Seri üretim gibi…
Tutunca hemen benzerini yapmak gibi bir tavra giriliyor…
Sonra da.
Flulaşıyor sanki her şey…
Diziler iyi başlıyor…
Bir iki istisna dışında…
Beşinci bölümden sonra senaristlerin nefesi tükeniyor…
Tıkanıp kalıyor…
Sanat müziğinde en iyi şarkılar onlarca yıl önce yapılmış bitmiş…
Yabancı popta…
Neden seksenler, doksanlar furyası tavan yaptı…
Ötesi…
Daha iyi ve kalitelilerinin yapılması talebi de ortadan kalktı…
Kalite kavramı bir ölçüde anlamını da yitirdi…
Giden gittiğiyle kaldı…
Gelenler günü kurtardığını sandı…
Her şey daha basit…
Daha piyasa işi oldu…
İnsanların kalite talebi…
Hayatın soyut estetiğinden uzaklaştı…
Tatil, ev ve araba mevzusuna döndü…
Geriye ise…
Genelde kimliksiz ve içi boş bir çapaçulluk kaldı…

Ece Gürel’e ‘cadılık eğitimi’ verdiği iddia edilen Hale Nur Özen serbest bırakıldı

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Peyzaj mimarı Ece Gürel, 2 Mart’ta Belgrad Ormanı’na gitmek üzere evinden ayrıldıktan sonra kayboldu. Dört gün boyunca yapılan arama çalışmaları sonucunda, baygın halde bulundu. Maslak’taki özel bir hastanede yoğun bakıma alındı ancak doktorların tüm müdahalesine rağmen hayatını kaybetti. Gürel’in cenazesi, Adli Tıp Kurumu’nda yapılan otopsinin ardından ailesine teslim edildi. Bağcılar Güneşli Merkez Camisi’nde düzenlenen cenaze töreninin ardından, Bahçelievler Sinan Paşa Koca Mezarlığı’na defnedildi.

‘Cadılık Eğitimi’ İddiasıyla Gözaltı ve Adli Süreç

Ece Gürel’in ölümüyle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Hale Nur Özen hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Hale Nur Özen, şu suçlamalarla gözaltına alındı: Halka yanıltıcı bilgiyi alenen yayma, Nitelikli dolandırıcılık, Vergi Usul Kanunu’na muhalefet. Bursa polisi tarafından gözaltına alınan Özen, emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi.

Hale Nur Özen Serbest Bırakıldı

Mahkemeye çıkarılan Hale Nur Özen, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Özen’in emniyetteki ifadesinde, Ece Gürel’i online dersler aracılığıyla tanıdığını ve suçlamaları kabul etmediğini söylediği öğrenildi. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.

Mimar Ece Gürel’in kaybolmadan önceki son görüntüsü ortaya çıktı

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

2 Mart 2025 tarihinde evinden çıkarak Belgrad Ormanı’na giden Ece Gürel’in kaybolduğu güne ait güvenlik kamerası görüntüleri ortaya çıktı. Görüntülerde, Gürel’in Mecidiyeköy’den metroya bindiği, Hacıosman durağında indiği ve Otobüsle Belgrad Ormanı’na hareket ettiği anlar yer alıyor.

‘Cadılık Eğitimi’ İddiasıyla Gözaltı

Olayın ardından Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı, Ece Gürel’e ‘cadılık eğitimi’ verdiği öne sürülen ve Bursa’da yaşayan Hale Nur Özen hakkında yakalama kararı çıkardı. Özen, bugün Bursa polisi tarafından gözaltına alındı. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.

Ece Gürel Nasıl Kayboldu?

Kağıthane Gültepe Mahallesi’ndeki evinden 2 Mart Pazar günü ayrılan Ece Gürel, Belgrad Ormanı’na gideceğini söylemişti. Ancak, kendisinden haber alınamaması üzerine yakınları polise ihbarda bulundu. Arama kurtarma ekipleri, 4 gün boyunca geniş çaplı bir çalışma yürüttü. 4 Mart’ta Gürel’in cep telefonu ve bazı kişisel eşyalarına ulaşıldı. 6 Mart gecesi saat 01.15’te, sarp bir ormanlık alanda bitkin halde bulundu. Hemen hastaneye kaldırıldı, ancak yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

Kocasinan Mezarlığı’nda Son Yolculuğuna Uğurlandı

Ece Gürel için Bağcılar Güneşli Merkez Camisi’nde ikindi vakti cenaze namazı kılındı. Namazın ardından, Kocasinan Mezarlığı’nda toprağa verildi. Olayın detaylarını aydınlatmak için yetkililer soruşturmayı sürdürüyor.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’ten Suriye Açıklaması: “Mezhepçi Kışkırtma Var”

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Türkiye’nin Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve milli birliğini savunduğunu vurgularken, Suriye’nin tüm Suriyelilere ait olduğunu belirtti. Ömer Çelik Açıklamasında “Suriye Suriyelilerindir derken, tüm grupların güven içinde olduğu bir yapıdan bahsediyoruz. Herhangi bir devletin vekil güçleriyle Suriye’yi istikrarsızlaştırmasını reddediyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Terörist Teröristtir, Mezhebi Olmaz”

Ömer Çelik, Suriye’de yaşanan gelişmelere dair yapılan mezhepsel tanımlamaların yanlış ve tehlikeli olduğunu dile getirdi. Mezhep temelli ayrıştırıcı söylemlere karşı çıkarak şunları söyledi: “Nusayri terörist, Sünni terörist, Alevi terörist, Dürzi terörist gibi ifadeler tamamen yanlıştır. Türkmen, Arap ya da Kürt terörist gibi ifadeler de doğru değildir. Teröristin mezhebi veya meşrebi olmaz, terörist teröristtir.”

Çelik, “Batı’ya da yıllardır bunu anlatıyoruz” diyerek, terörün bir dine veya mezhebe mal edilemeyeceğini vurguladı.

“Uluslararası Toplum Suriye’nin Yanında Olmalı”

Suriye’de istikrarın sağlanması için uluslararası desteğin önemine dikkat çeken Çelik, uluslararası toplumun Suriye halkının yanında olması gerektiğini belirtti. Ömer Çelik “Suriye halkı özgür ve medeni bir yaşam istiyor. Orayı istikrarsızlaştırmak isteyenler, mezhep ve etnik provokasyonları kullanarak çökmüş bir devlet yapısı oluşturmayı hedefliyor. Biz ise tüm halkların güvende olduğu bir yönetim istiyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Lazkiye’deki Saldırıyı Gerçekleştirenleri Hemen Tespit Ettik”

Lazkiye’de yaşanan saldırılara da değinen Çelik, Türkiye’nin saldırıyı gerçekleştiren grubu çok kısa sürede tespit ettiğini açıkladı. Ömer Çelik “Bu saldırı, Esad rejimini yeniden güçlendirmek için kullanılan bazı gruplar tarafından gerçekleştirildi. Sosyal medyada bu saldırının bir ‘Nusayri isyanı’ olarak lanse edilmesi tamamen yanlıştır.” dedi.

“İsrail’den Sığınma Talebi Provokasyondur”

Ömer Çelik, bazı grupların İsrail’den sığınma ve korunma talep etmesini de sert bir dille eleştirerek, bunun uluslararası müdahale çağrısı yapmak amacıyla gerçekleştirilen bir provokasyon olduğunu söyledi. Çelik “Bazı gruplar, uluslararası müdahale çağrısı yaparak Suriye’de istikrarı bozmak istiyor. İsrail’den sığınma talebinde bulunulması, bölgedeki dengeleri daha da karmaşık hale getirmek için yapılmış bir provokasyondur. Türkiye olarak bu tür girişimleri yakından takip ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

PKK BİTİYOR SİZE MEZHEPÇİLİK VERELİM!

1

BEĞENDİM

ABONE OL

News

PKK BİTİYOR SİZE MEZHEPÇİLİK VERELİM!

Bölgemizdeki aktörler değişse de…
Ortaya sürülen senaryonun niteliği değişmiyor.
Türkiye PKK zincirini kırarken…
Başımıza şimdi de mezhepçilik belasını sarmak için…
O kadar açık bir tiyatro oynanıyor ki…
Hafızamızı azıcık zorlayalım…
Batı hakim medyasında PKK için ne diyorlardı?
“Kürtler”
“Silahlı Kürt Grupları”
“Çevreci ve kadın milisler”
Şimdi de karşımıza…
“Suriyeli Aleviler”
“Ezilen Arap Aleviler” diye bir yemek sürüyorlar…
Yememizi istiyorlar…
İçimizde de hazır alıcıları var bu yemeğin…
Daha bir kaç ay öncesinde.
“Zavallı İsrailli siviller” diye dövünenler.
“Alevi katliamı” diye ayağa kalkıyorlar bu kez…
Yıllarca Nusayri/Alevi Esad’ın zulmü karşısında tek kelam etmeyenler…
Sednaya için ağzını bile açmayanlar…
Şimdi uydurma bir duyarlılıkla…
Türkiye sokaklarına da ithal etmek istedikleri…
Modası geçmiş bir mezhepçiliğin askerliğini üstleniyorlar…
Yakında “Dürziler” diye de ayağa kalkıp…
İsrail imalatı bir duyarlılığı da satın alırlarsa hiç şaşırmayacağım…
Ne de olsa bu söylem…
“Barbar Türk Ordusu”ndan…
“PKK’nın Barışçı Milisleri”ne kadar uzanan bir hat…
Aynı coğrafyada…
İsimleri değiştirerek…
Benzer oyunu oynamak…
Ortadaki çukura bizim düşmemizi beklemek…
Düşecek miyiz sizce?