Deprem bölgesi Malatya'ya gelen Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ve Genel Başkan Yardımcısı Cemal Enginyurt; CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, CHP İl Başkanı Barış Yıldız ve partilileri ziyaret etti. İktidara tepki gösteren Uysal, 'Asrın felaketi diyerek kendilerinin sorumluluğunu üzerlerinden atmak için bir propaganda çabasına girmek yerine aslında bu asrın fiyaskosu diyebileceğimiz fiyaskonun provasını Marmaris'te, Milas'ta yaşanan yangın felaketiyle de görmüştük' ifadelerini kullandı.

Gültekin Uysal şunları söyledi:

'MALATYA'DA DURUM DIŞARDA ALGILANANDAN ÇOK DAHA ÖTE'

'Malatya'da ifade etmek isterim ki sayın başkan da altını çizdi; algılanandan daha kötü hayatın durduğu insanların, yüzbinlerce insanın şehri terk ettiği gerçekle karşı karşıyayız. Bu tür olağanüstü hadiseler devletin, kurumlarının bir çıpaya vurulduğu sağlıklı işleyip işlemediğini gösterdi. Önemli anlar başından itibaren algıya harcayacakları emeği zamanı maddiyatı akıllarını devleti yöneten hükümet bu acıyı nasıl sararız… Bununla ilgili hazırlığı yapmadılar bari bu süreçte tüm sivil unsurları ile belediyeleri ile tüm milli güç unsurları ile sahaya çıkarak acaba kısa sürede nasıl bunu üstümüzden atarız bunun çabası içerisinde olacağımıza ayrıştıran bir anlayışı görüyoruz bundan da üzüntü duyuyoruz. Bu acının yüreklerimizi sarstığı bu noktada her vesileyle ifade ediyoruz.

'ASRIN FELAKETİ DEĞİL ASRIN FİYASKOSU'

Milletimiz bir millet olma bilinci ile kim nereye uzanmaya çalışıyorsa elden ne geliyorsa yardımları, arama kurtarma çalışmalarından başlayarak, sivil bütün örgütleri alana çıktı ama tabii burada devlet olarak siz hep yaz gününü hesap etmişsiniz. Hiçbir şekilde olumsuz riskli birtakım gelişmelere depremler dahil olmak üzere hazırlığınızı yapmamışsınız. Asrın felaketi diyerek kendilerinin sorumluluğunu üzerlerinden atmak için bir propaganda çabasına girmek yerine aslında bu asrın fiyaskosu diyebileceğimiz fiyaskonun provasını Marmaris'te, Milas'ta yaşanan yangın vesilesiyle de görmüştük ama bu ana kadar hiçbir hazırlıklarının olmadığını ele geçireceğiz mantığıyla Kızılay'ı ele geçirerek, Kızılay'ın nasıl çadır satılabildiği aklımızın, mantığımızın kabul edemediği bir durum. Bunca zaman olana kadar halen insanlar çadırlara ulaşamıyor, konteynerlere ulaşamıyor. Bütün bunlar bir vaka. Biz ısrarla milletimizin bu ıstırabını dindirmek adına tekrar ve tekrar deprem bölgelerine arkadaşlarımızla beraber tüm siyasi partiler gibi neresinden bu yarayı sarabiliriz bu noktada hissiyata sözcü olabiliriz bunun gayreti içerisindeyiz.

'SORUMLULUĞU OLANLARIN YANINA KAR KALMAYACAK'

Normale döndüğümüzde bütün bunların hukuki, siyasi sorumluluk sahibi olanların yapanların yanına kar kalmayacağı bir süreç depremzedelerimizden duyuyoruz talepleri önümüzde çok önemli yıkılan, ağır hasarlı, hasarlı, az hasarlı binalar var bu süreç nasıl yetişecek bununla ilgili insanlarımızın ciddi beklentileri var. Nasıl bir prosedür işleyecek bununla ilgili vicdanları akılları teskin edecek herhangi bir olumlu açıklamaların yapılmadığını görüyoruz. Halen günübirlik tedbirlerle süreci götürmek noktasında bir irade var. Bunca zaman geçmiş olmasına rağmen bunu da bir zafiyet olarak değerlendiriyoruz. Çok da söz söylemeye hacet yok Malatyalı hemşehrilerimize ben bir kez daha başsağlığı diliyorum, geçmiş olsun diyorum.

'ÜLKEMİZİN DERİNDEN BİR NEFES ALABİLMESİ İÇİN ORTAK PAYDADA HEPİMİZ BİR İRADE KOYUYORUZ'

Dün Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanına karşı olan hadiseden dolayı kendisine geçmiş olsun diyorum. Milletin canı yüreği ağzında maalesef her adımı her unsuru siyasi alanda bir rekabet meselesi haline getirmek için aklı çalışan bir iktidar var. Ama önümüzde tarihi bir kavşağa doğru ülkemiz ilerliyor bu noktada ülkemizin derinden bir nefes alabilmesi için ortak paydada hepimiz bir irade koyuyoruz. Allah'ın izniyle başaracağımızı da bir kez daha ifade ediyoruz. Tekrar geçmiş olsun başımız sağ olsun.'

'BÖYLE BİR ACININ ORTASINDA BUNLARI KONUŞMAK DAHA DA ÜZÜCÜ'

Saadet Partisinin Aşevini de ziyaret ettiğini ifade eden Uysal konuşmasını şöyle sürdürdü:

'Başından beri gittiğimiz her noktada ifade ediyoruz. Hepimizin ortak meselesi bu acıyı nasıl kısa sürede üzerimizden atarız olmalı. Herkes bulundukları mahallelerde girişim içerisinde. Saadet Partisi de çok önemli bir hizmet veriyor orada. Bu dışlayıcı dili anlayışı hiçbir şekilde kabul etme şansımız yok. Keşke hükümet sorumlu olduğu bu hazırlığını gereğini yapsaydı da diğer örgütlenmelere ihtiyaç kalmasaydı ama 'yardım yapılacaksa ancak ben yaparım, aşevi kurulacaksa ancak ben yaparım benim dışımda kimse yapamaz' anlayışının bu bölücülüğün bu ülkenin her bir vatandaşının Cumhurbaşkanı olabilmeyi becermek yerine sadece kendisine oy verenlerin cumhurbaşkanı olmayı başardığı için Sayın Erdoğan bu anlayış buralara da yansıyor bunlar üzücü. Hele böyle bir acının ortasında bunları konuşmak daha da üzücü bu açıdan hiçbir şekilde kabul edilemez bir davranış.'