34,8340$% 0.13
36,8324€% 0.09
2.981,37%1,32
4.893,00%0,59
19.578,00%0,53
3412795฿%-1.57025
Cinsiyete göre nüfusun dağılımına bakıldığında, cumhuriyetin ilk yıllarında önceki savaş döneminin de etkisiyle kadın nüfus erkek nüfustan fazla iken yıllar içinde kadın ve erkek nüfus hemen hemen eşit büyüklüğe ulaştı. Erkek nüfus 1927’de 6 milyon 563 bin 879 kişi iken 2021’de 42 milyon 428 bin 101 kişi oldu. Kadın nüfus ise, 1927’de 7 milyon 84 bin 391 kişi iken 2021’de 42 milyon 252 bin 172 kişi oldu.
Türkiye’nin nüfus artış hızı yıllara göre incelendiğinde, 1935’te binde 21,1 olan yıllık nüfus artış hızının 2021’de binde 12,7 olduğu görüldü.
Nüfusun yaş yapısının değerlendirilmesinde kullanılan önemli göstergelerden biri olan ortanca yaş, Türkiye’de 1935’te 21,2 iken 2021’de 33,1 oldu. Cinsiyete göre incelendiğinde, 1935’te erkeklerde 19,1 olan ortanca yaşın 2021’de 32,4’e, kadınlarda ise 1935’te 23,4 iken 2021’de 33,8’e yükseldiği görüldü.
Türkiye’nin nüfusun yaş yapısında yaşanan değişim nüfus piramidini de etkiledi. Türkiye, oransal olarak yaşlı nüfus yapısına sahip ülkelere göre hala genç bir nüfus yapısına sahip olsa da, yaşlı nüfus sayısal olarak oldukça fazladır.
Ülkemizde 1935’te yüzde 54,7 olan çalışma çağı olarak tanımlanan 15-64 yaş grubundaki nüfusun oranı, yıllar içinde artarak 2021’de yüzde 67,9’a ulaştı. Diğer yandan çocuk yaş grubu olarak tanımlanan 0-14 yaş grubundaki nüfusun oranı 1935’te yüzde 41,4 iken yıllar içinde azalma eğilimi göstererek 2021’de yüzde 22,4’e düştü. Yaşlı nüfus olarak tanımlanan 65 ve daha yukarı yaştaki nüfusun oranı ise 1935’te yüzde 3,9 iken 2021’de yüzde 9,7’ye yükseldi.
Ülkemizde yıllara ve cinsiyete göre medeni durumun dağılımı incelendiğinde, erkeklerde hiç evlenmeyenlerin oranının kadınlara göre daha yüksek olduğu, kadınlarda ise eşi ölenlerin ve boşananların oranının erkeklerden daha fazla olduğu görüldü. Diğer yandan büyük çoğunluğu oluşturan evlilerin oranının yıllara göre her iki cinsiyette de birbirine yakın oranlarda olduğu görüldü.
Türkiye’de okuma-yazma bilmeyenlerin oranı 1935’te yüzde 80,8 iken bu oran yıllar içinde sürekli düşme eğilimi göstererek 2021’de yüzde 2,5’e düştü. Cinsiyete göre incelendiğinde, erkeklerde okuma yazma bilmeyenlerin oranı 1935’te yüzde 70,7 iken 2021’de yüzde 0,8’e, kadınlarda ise 1935’te yüzde 90,2 iken 2021’de yüzde 4,2’ye geriledi.
Türkiye’de 1970’de ilkokul mezunu olanların oranı yüzde 28,8 iken 2021’de yüzde 22,5 oldu. İlköğretim, ortaokul veya dengi okul mezunlarının oranı 1970’te yüzde 3,6 iken 2021’de bu oran yüzde 25’e yükseldi. Lise veya dengi okul mezunu olanların oranı 1970’te yüzde 2,6 iken, 2021’de yüzde 22,4 oldu. Diğer yandan yükseköğretim mezunu olanların oranı 1970’te yüzde 1 iken 2021’de bu oran yüzde 17,6’ya ulaştı.
Türkiye’de ikamet eden 84 milyon 680 bin 273 kişinin yüzde 94,9’unun doğum yerinin Türkiye, yüzde 3,7’sinin ise yurt dışı olduğu görüldü. Doğum yeri bilinmeyenlerin oranı ise yüzde 1,4 oldu. Diğer yandan ikamet ettiği ilde doğanların oranı yüzde 63,8 iken ikamet ettikleri ilden farklı bir ilde doğanların oranının yüzde 31,1 olduğu görüldü.
Türkiye’de ikamet eden ancak doğum yeri yurt dışı olan 3 milyon 141 bin 351 kişi arasında Bulgaristan doğumlular yüzde 11,4 ile ilk sırada yer aldı. Bulgaristan’ı sırasıyla yüzde 10,5 ile Almanya, yüzde 10,4 ile Irak, yüzde 8,8 ile Suriye, yüzde 5,7 ile Afganistan doğumlular izledi.
Türkiye’de ikamet eden yabancı nüfus 2021’de 1 milyon 792 bin 36 kişi olurken, bu nüfusun yüzde 49,7’sini erkekler, yüzde 50,3’ünü ise kadınlar oluşturdu. Türkiye’de ikamet eden yabancı nüfusun vatandaşlık ülkelerine göre dağılımı incelendiğinde, yüzde 18 ile Irak vatandaşlarının ilk sırada yer aldığı görüldü. Irak vatandaşlarını sırasıyla yüzde 10,2 ile Afganistan, yüzde 7,2 ile İran ve yüzde 6,9 ile Türkmenistan vatandaşları takip etti.
Tek çekirdek aile olarak ifade edilen, yalnızca eşlerden veya eşler ve çocuklarından veya tek ebeveyn ve en az bir çocuktan oluşan hane halkları ile geniş aile olarak tanımlanan ve en az bir çekirdek aile ve diğer kişilerden oluşan hane halklarının oranında yıllar içinde azalma olduğu görüldü.
Aralarında akrabalık bağı bulunsun ya da bulunmasın aynı adreste yaşayan bir veya birden fazla kişiden oluşan topluluk olarak tanımlanan hane halkı sayısı, Türkiye’de 2014’te 21 milyon 91 bin 75 iken 2021 ‘de 25 milyon 329 bin 833’e ulaştı.
Türkiye’de 2008’de dört kişi olan ortalama hanehalkı büyüklüğünün, yıllar içinde azalma eğilimi göstererek 2021’de 3,23 kişiye düştüğü görüldü.
Hane halklarının konuttaki mülkiyet durumuna göre dağılımına bakıldığında, yüzde 60,7’sinin oturduğu konutun sahibi olan, yüzde 27,6’sının kiracı olan, yüzde 8,4’ünün oturdukları konutun sahibi olmayan fakat kira da ödemeyen ve yüzde 0,9’unun da lojmanda oturan hane halklarından oluştuğu görüldü.
Mehmet Barlas: Kemal Kılıçdaroğlu'na Saraçhane kumpası