40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
4.320,96%0,56
7.017,00%0,27
27.981,00%0,27
4785497฿%1.69929
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Hacı Bayram-ı Veli Camii çıkışında yaptığı açıklamada, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturmalarda itirafçılara baskı yapıldığını ve tehditlerin savunma mesleğini hedef aldığını öne sürdü.
Özel, “Soruşturmayı benden başlat, hiç elini korkak alıştırma.” diyerek Başsavcılığa tepki gösterdi.
Özgür Özel, sözlerine şöyle devam etti:
Hemen benden başlasın. Ben başsavcılığın ve savcıların bazen avukatları olmadan, bazen avukatları varken çağırıp, hatta ve hatta Kandıra Cezaevi’nden kişiyi alıp, Çağlayan’a götürüp, herhangi bir odada başsavcı ve iki savcının birlikte, ‘Avukatım nerede?’ diyen kişiye ‘Avukata gerek yok, sohbete çağırdık’ deyip, onu iftiracı olmak, itirafçı olmak ve iftira atmak üzerine önce motive etmeye çalıştıklarını, daha sonra da baskı yaptıklarını; kadınların çocuklarıyla tehdit edildiğini, ‘Böyle konuşursan evladını 15 yıl göremezsin, benim istediğim gibi ifade verirsen buradan evine gidersin’ dediğini bizzat dinlemişim. Şimdi buyursun, re’sen soruşturmayı benden başlatsın. Bunu söyleyecek onlar, yüzler, milyonlar adına ben söylüyorum kardeşim. Hiç elini korkak alıştırma, soruşturmayı başlat. Ama bu soruşturmanın sonunda günü geldiğinde baskı yaptığın kişiler, itirafçı olmaya zorladığın kişiler, iftiraya zorladığın kişiler bir gün senin hakkında bunu söylediğinde bu soruşturmanın muhatabının sen olacağını ve cezalandırılanın da sen olacağını bil kardeşim. Bu hem hukuken suçtur, hem vicdanen sorunludur, hem de Allah katında en büyük günahlardan biridir. Cuma namazının akabinde caminin avlusunda bunu sana hatırlatırım. Allah katında birisini, birine iftira atmaya zorlamak ve onu kendi özgürlüğü ile tehdit etmek günahların en büyüğüdür.
CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan’ın tutuklanmasını “Dün adalet ve savunma mesleği tutuklandı.” sözleriyle eleştirdi.
Özel, Pehlivan’ın sadece müvekkilini savunduğunu, yapılanın hukuk dışı olduğunu savundu.
İmamoğlu’na yönelik baskı ve iftiralarla dolu iddianameler hazırlandığını söyleyen Özel, şunları kaydetti:
Şimdi arkadaşlar en kutsal mesleklerden bir tanesi savunma mesleğidir, avukatlıktır. Çünkü adaletin yerine gelmesi için olmazsa olmazdır. Bir hakim var karar verecek; bir savcı var, savda bulunacak ama diğer taraftan da bir avukat var, masumu ve masumiyetini savunacak. Siz hakimsiz yargılama yapamayacağınız gibi, savcısız yargılama yapamayacağınız gibi maalesef avukat olmadan da yargılama yapamazsınız. Ekrem İmamoğlu kendisini savunsun diye yetki vermiş. O verdiği yetki ile kendisini savunmaya uğraşan arkadaşı şununla suçluyor: Efendim işte itirafta bulunanların ifadelerini ele geçirmeye çalışmak. Kendileri o ifadeleri yandaş kanallara veriyorlar, hepimiz okuyoruz. Siz okumuyor musunuz? İnternet sitelerinde okumuyor musunuz? Hatta olmayacak bir iştir, savcıya müzahir internet siteleri var. Sahibinin kim olduğu belli olmayan. Oralara servis ediyorlar. Avukatın bunları edinip de ‘hangi iftirayla muhatabız’ diye öğrenmeye çalışmasını suç yapmış.
Bu savunmanın olmazsa olmaz işlerinden bir tanesi onun işi. Efendim diğer mahkumlara ‘avukat yolluyormuş.’ Böyle bir şey var mı, yok mu bilmiyorum da. Benden bir sürü mahkûm, bir sürü mağdur, bir sürü mazlum bu şartlarda savunma için, avukat için destek istiyor. Bak buradan birisi sesleniyor. Dönüp baksan kim bilir o da ne isteyecek? Bir avukatın kendi davasını, müvekkilinin davasını, müvekkilinin arkadaşlarının davasını savunmak ve buna çalışmak kadar doğal bir hakkı yoktur. Buna engel olmaya çalışmak, adalete engel olmaktır. Dün adalet tutuklandı, dün savunma mesleği tutuklandı, dün bir avukat tutuklandı. Bir avukatın tutuklanması, nasıl gözaltına alınacağı, ifadesinin alınacağı, tutuklanacağı belli. Barolar Birliği de buna dikkat çekiyor.
Hiçbir şey tanımadan, Adalet Bakanlığının iznine tabi olan bir konuda ne Adalet Bakanlığını tanıyor. Yani dün İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’nın yaptığı Sayın Yılmaz Tunç’a hakarettir, onun şansına Adalet Bakanlığına. Barolar Birliğine, İstanbul Barosuna hakarettir, ‘Sizi tanımıyoruz.’ demektir. Kendi meslektaşlarını saymayan ve onların saygınlığını ortadan kaldıran bir başsavcılıkla karşı karşıyayız. Gerçekten adalet için söylüyorum, sadece bizler için değil. Allah İstanbulluları ve Türkiye’yi bu aşkın yetkiler kullanan, kimseyi tanımayan ve şımartılmış ve kendisini Türkiye başsavcısı sanıp meslektaşlarını da paspas eden bu başsavcının gazabından korusun ve kurtarsın. Başka bir şey dilemiyorum. Bak millet de amin diyor. Ben böyle bir şey görmedim.
Diyanet’in cuma hutbesi: “Ebeveyn olma sorumluluğumuzun gereği olarak çocukları Kur’an kurslarına gönderelim”