DOLAR

39,1142$% 0.03

Created with Highcharts 8.2.2
EURO

44,1548% -0.27

Created with Highcharts 8.2.2
GRAM ALTIN

4.102,60%-0,72

Created with Highcharts 8.2.2
ÇEYREK ALTIN

6.688,00%-0,75

Created with Highcharts 8.2.2
TAM ALTIN

26.670,00%-0,75

Created with Highcharts 8.2.2
BİTCOİN

4226185฿%-0.80181

Created with Highcharts 8.2.2
a

Özgür Özel, Belçika’da Avrupa Parlamentosu’nda konuştu: Göçmen sorununa dikkat çekti

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Avrupa Parlamentosu'nda yaptığı konuşmada, Türkiye-AB ilişkilerinin sığınmacı pazarlığına indirgenmemesi gerektiğini vurguladı.

Özgür Özel, Avrupa Parlamentosu’ndaki konuşmasında Türkiye’nin Avrupa tercihini yalnızca stratejik değil, toplumsal bir karar olarak nitelendirerek, AB ile ilişkilerin sığınmacı pazarlıklarına indirgenmemesi gerektiğini vurguladı.

Avrupa ile Türkiye’nin karşılıklı dayanışma ve çok yönlü ilişkilere ihtiyacı olduğunu belirten Özel, ilişkilerin ilke, norm ve değerler temelinde yeniden inşa edilmesi gerektiğini söyledi.

Ayrıca, savunma işbirliği ve demokratik değerlere bağlılığın önemine dikkat çeken CHP lideri, müzakere kültürünün pragmatik pazarlıklara tercih edilmesi gerektiğini ifade etti.

Özgür Özel’in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

Tüm dünyada ve Avrupa’nın her yerinde, tam demokrasi için mücadele veren bütün siyasi aktörlerin, akımların, siyasi partilerin birbiriyle diyalog ve dayanışma içinde olması gerektiği bir dönemdeyiz.

 

Ortak akıl yerine, sözde güçlü liderliği ön plana çıkarmaya yönelen bu anlayış, tüm dünyaya yayılıyor.

 

Ülkemizde verdiğimiz mücadele, partimizin kuruluş ilkelerinin ve hedeflerinin yanı sıra AB’nin ortak değerleriyle de örtüşmektedir. Ortak değer ve hedeflerin yanında ortak risk ve tehditlerimizin olduğunu da söylemek yanlış olmaz.

 

Avrupa’yla Türkiye’nin çok yönlü bir ilişkiye ve karşılıklı dayanışmaya olan gereksinimleri hiç değişmemiştir. Türkiye’nin Avrupa’yı tercihi yalnızca tarihsel, siyasal ve stratejik bir karar değildir. Bu aynı zamanda toplumsal bir tercihtir. İktidarların tutumu ve ülkedeki siyasetin AB ile ilişkileri nasıl konumlandırdığı doğrudan seçmen tercihlerine de yansımaktadır.

54367083226 37acd1c747 c

Göçmen sorunu

AB, Türkiye’yle ilişkisini göçmen pazarlıklarına hapseden, Türkiye’yi sınırın ötesindeki bir göçmen deposu olarak gören bir birlik olmamalıdır. Türkiye, savaşlar ve iklim krizleriyle doğudan gerçekleşecek büyük göç baskınını kendi topraklarında tutan, karşılığında Batı’dan ekonomik yardım ve siyasal destek alacak bir ülke olarak görülmemelidir.

 

Tüm bunlarla birlikte son dönemde dünyanın içinde bulunduğu şartlar, AB ile Türkiye’nin kuracağı ilişkinin savunma işbirliği ayağını da her zamankinden önemli bir zemine oturtmuştur.

 

Dün bu kapsamlı ilişki gereksinimini görmezden gelerek, ilişkileri tek ve öncelikli konu görülen sığınmacılar sorununa indirgeyen yaklaşım, daha da gecikmeden terk edilmelidir.

 

Hatırlamalıyız ki demokratik değerlere, ilke ve normlara bağlı aktörler müzakere eder, pragmatizmi benimseyen aktörler ise pazarlık eder. Unutmamak gerekir ki kolay yoldan elde edilmiş pazarlıkçı kazançlar, kolay bir şekilde kaybedilebilir. AB ile Türkiye arasındaki ilişki, bir an evvel ilke, norm ve değerler temelli bir zemine dönmeli ve iki taraf karşılıklı olarak, demokratik ideallerin ve demokrasi kültürünün inşası için el ele vermelidir.

YORUMLAR

s


En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Mansur Yavaş’tan yeni sürece ilişkin açıklama: Şehit aileleri yok sayılmasın

HIZLI YORUM YAP