38,8364$% -0.02
44,0989€% 0.46
4.140,00%0,76
6.807,00%0,61
27.148,00%0,62
4147134฿%0.50245
Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, bu depremlerin beklenen depremler olduğunu vurgulayarak, yeni riskli bölgeler konusunda uyardı.
Naci Görür, “İki yılda neler değişti?” sorusuna şu cevabı verdi:
“Deprem sonrası birçok şey yapıldı, ancak asıl yapılması gereken, şehirlerin depreme dirençli hale getirilmesidir. Şu an yapılanlar sadece yaraları sarmaya yönelik. Oysa bizim hedefimiz, deprem yaşandığında şehirlerin yıkılmaması olmalıdır.”
Japonya, Tayvan, Çin ve ABD gibi ülkelerin deprem öncesinde zararları en aza indirmek için çalışmalar yaptığını belirten Görür, Türkiye’nin de benzer adımları atması gerektiğini ifade etti.
Görür, 6 Şubat depremlerinin sürpriz olmadığını belirterek şunları söyledi:
“Bu depremin olacağını biz zaten bekliyorduk ve sürekli dile getiriyorduk. Yerel ve merkezi yönetimler, halk dahil herkes bu riski biliyordu. Eğer bu bölgeler depreme hazırlanmış olsaydı, binlerce insanımızı kaybetmezdik.”
Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu kabul etmek gerektiğini vurgulayan Görür, şehirleri ve köyleri depreme dayanıklı hale getirmenin kaçınılmaz olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Naci Görür, en riskli bölgeleri şu şekilde sıraladı:
Marmara Denizi’nde 7’den büyük bir deprem olma ihtimali oldukça yüksek. Görür, yapılan bilimsel çalışmaların, önümüzdeki 30 yıl içinde Marmara’da büyük bir deprem olma ihtimalinin %47 olduğunu gösterdiğini belirtti.
“Bu bölgeyi derhal depreme hazırlamalıyız. Aksi takdirde büyük bir felaketle karşı karşıya kalabiliriz.”
Görür, deprem hazırlıklarının sistematik hale getirilmesi için bir bakanlık kurulması gerektiğini söyledi.
“Türkiye’de yapı stokunun %60’ından fazlası depreme dirençli değil. Eğer İstanbul gibi büyük bir şehirde ciddi bir yıkım yaşanırsa, Türkiye’nin ekonomik ve siyasi bağımsızlığı büyük darbe alır. Bu nedenle bir an önce harekete geçmeliyiz.”
Kahramanmaraş merkezli büyük depremlerin 2. yıl dönümünde kayıplar anıldı