Bilim Akademisi Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi'nde konuştu.

Türkiye'de kentlerin deprem dirençli hale getirilmesi gerektiğine vurgu yapan Naci Görür, altı temel konu üzerinden anlatım yaptı.

Görür, 'İstanbul'da eğer Marmara depremi olur ve haliyle girersek ekonomi çöker. Marmara bölgesinin ekonomisinin çökmesi ne demektir? Türkiye üretiminin yüzde 60'ını oluşturan bir bölge. O bölgede ekonominin çarkları durur da dizüstü çökerse Türkiye genelinde çöker. Türkiye ekonomik olarak bağımsızlığını kaybettiği gibi iddia ediyorum siyasi bağımsızlığını da kaybeder' diye konuştu.

Naci Görür'ün konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

'Bir yer bilimci olarak bir karar aldım. Artık gerek duymadıkça özel sorular sorulmadıkça deprem, fay, deprem nerede olacak, nasıl olacak, hangi fay kırıldı, hangi fay kırılacak konusunda konuşmuyorum. Elbette ki önemli, ama ben diyorum ki onlar akademik dünyanın işi, bırakın akademik dünya onu tartışsın.

Bugüne kadar onları tartıştık, geldiğimiz nokta şu; işte bu son deprem. Görünürde 50 bin, muhtemelen çok daha fazla insanımızı bir gecede, bir dakikada toprağa gömdük. İşte depremin sonucu bu. Bu deprem biliniyordu.

Bize Marmara Depremi'ni sorduktan sonra basın mensupları 'Hocam bundan sonra Türkiye'de nerede deprem bekliyorsunuz' diye, parmağımızı şöyle yumar, Maraş… Sayardık. Bu parmak bitti artık, Maraş oldu.

'AYDIN BİR ÜLKEDE OLSAYDI BUGÜN ÇOK ŞEY DEĞİŞİRDİ'

1999'dan sonra Maraş depremi geliyor diye çok arkadaşımız, yer bilimciler bunları söylediler. Ben de dahil olmak üzere. Ben hatta 3 Şubat'a kadar söyledim. 6 Şubat'ta Maraş depremi oldu. Çok yazdık, çok çizdik. Sonuçta bu sahneyi görünce anladık ki biz hiçbir yerden duyurmuyoruz. Sesimizi duyan yok. Göçük altından bağırıyoruz ya 'sesimizi duyan var mı' diye.

Bizlerin sesini duyan maalesef yok. Eğer olaydı bugünkü sahne olmazdı. Bugünkü sahne, aklı başında bir ülkede olsaydı ciddi bir demokratik, aydın bir ülkede olsaydı bugün çok şey değişirdi. Hiçbir şey eskisi gibi olmazdı. Ama bakın değişen hiçbir şey yok. Yavaş yavaş da onu unutacağız, hele birkaç ay daha geçsin.