Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İstanbul’da düzenlenen Global Liderler Zirvesi'nde Türkiye'nin ekonomik perspektifini anlattı ve bütçe açığının rekor seviyeye ulaşmasının 6 Şubat 2023'teki deprem ve emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) nedeniyle olduğunu vurguladı.
Bütçe açığının gayrisafi yurt içi hasılaya oranının geçen yıl yüzde 5,2, bu yıl ise yüzde 4,9 olmasını beklediklerini belirten Şimşek, bütçe açığını kalıcı olarak yüzde 3'ün altına çekmeyi hedeflediklerini ve cari açığın da yüzde 2'nin altına inmesini amaçladıklarını ifade etti.
Mehmet Şimşek şunları kaydetti:
Bildiğiniz gibi Orta Vadeli Programımızın nihai hedefi sürdürülebilir yüksek büyüme ve daha adil gelir dağılımıdır ama sürdürülebilir yüksek büyüme için bizim mutlaka fiyat istikrarını sağlamamız lazım, mali disiplini yeniden tesis etmemiz lazım. Sürdürülebilir cari açık yine olmazsa olmazlardan ama en kritik olanı yapısal dönüşümdür. Çünkü yapısal dönüşümle biz rekabet gücümüzü artıracağız. Verimliliği artırarak refah seviyemizi yükselteceğiz.
Geçen sene bir geçiş dönemi yaşadık enflasyonda. Enflasyon mayıs ayında zirveyi buldu. Bu sene sonu itibarıyla enflasyonu, yaklaşık Merkez Bankası’nın hedef bandının üst kısmı olan yüzde 41,5’le bitirmeyi ümit ediyoruz. Gelecek sene enflasyonun yüzde 20’nin altına, yüzde 17,5 Orta Vadeli Program’ın hedefi ama 2026 sonunda da tek haneye düşürmeyi hedefliyoruz. Bunun için Merkez Bankamız gerek geleneksel sıkı para politikası, gerekse miktarsal sıkılaştırma, gerekse seçici krediyi sıkılaştırma anlamında elindeki bütün imkanları seferber etmiş durumda. Dolayısıyla enflasyon beklentilerini ve enflasyonu çıpalamış durumda.
Şimşek, bu hedeflerin, Türkiye’nin dış borcunun millî gelire oranını düşüreceğini ve rezerv birikimine olanak tanıyacağını kaydetti.
Şimşek, ekonomik politikaların bir sonucu olarak büyümede geçici bir yavaşlama olabileceğini, ancak bu sürecin daha dengeli ve sürdürülebilir bir büyümeye zemin hazırlayacağını sözlerine ekledi ve şöyle konuştu:
Dezenflasyonun yanında diğer önemli bir hedefimiz, bütçe açığını kalıcı bir şekilde yüzde 3’ün altına çekmek. Bildiğiniz gibi deprem nedeniyle, yine EYT nedeniyle geçen sene ve bu sene bütçe açığımız oldukça yüksek seyrediyor. Gayrisafi yurt içi hasılaya oran olarak bütçe açığı geçen sene yüzde 5,2’ydi. Bu sene yüzde 4,9’a gerilemesini bekliyoruz ama gelecek sene bizim için kritik. Dezenflasyon sürecini desteklemek için bütçe açığının milli gelire oranını yüzde 3 civarına düşürmeyi hedefliyoruz. Sonraki yıllarda da yüzde 3’ün altına çekerek dezenflasyona güçlü bir destek vereceğiz. Diğer hedeflerimizden bir tanesi de cari açığın kalıcı bir şekilde yüzde 2 ve altına çekilmesidir. Geçen sene cari açık yüzde 4 civarındaydı. Bu sene muhtemelen yüzde 2’nin altında, yüzde 1,7 olarak öngörüyoruz. Gelecek sene yüzde 2 civarı bir cari açık öngörümüz var. Sonraki senelerde ise 1,5-2 arasında bir cari açık hedefliyoruz. Cari açığın yüzde 2-2,5’in altında olması demek, Türkiye’nin dış borcunun milli gelire oranı artık düşüyor demektir. İkinci olarak da rezerv birikimine imkan sağlıyor. Çünkü hedeflerimizden bir tanesi de Türkiye’nin rezerv yeterliliğini artırmaktır. Böylece Türkiye’nin dış kırılganlıklarını azalmaktır. Bu politikaların bir sonucu olarak da büyümede geçici bir yavaşlama olacak ama daha dengeli, daha sürdürülebilir, yüksek büyümeye geçiş yapacağız.