Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ile Millet İttifakı’nın 13’üncü Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu “Millet Buluşması” kapsamında Balıkesir Kuva-i Milliye Meydanı’ndan vatandaşlarla bir araya geldi.

ABB Başkanı Yavaş konuşmasında iktidarın terör örgütü ile işbirliği suçlamalarına yanıt vererek "Ne işimiz olur bizim PKK’yla falan… Aynı lafları şimdi de söylüyorlar. O İHA’lar, SİHA’lar var ya Kandil silahı bırakmadığı sürece oraya lazım, neden hangara kaldıralım? Diyorum ki; hiçbir Allah’ın kulunun gücü yetmez bebek katilini hapisten çıkarmaya… Çıkarırsanız da yine siz çıkarırsınız başkası çıkarmaz." ifadelerini kullandı. Yavaş "Bize düşen İHA, SİHA ve TOGG'un daha iyisini geliştirmek" dedi.

Millet İttifakı liderlerinin Balıkesir'de yaptıkları açıklamalardan öne çıkanlar şu şekilde:

“BİZİM KARŞIMIZDA DÜŞMAN YOK”

Balıkesirli vatandaşların coşkulu alkışları eşliğinde sahneye çıkan Mansur Yavaş, “Bir seçime gidiyoruz ama savaşa mı gidiyoruz, biz anlamadık. Sonuçta siyasi partiler birbirlerinin rakibidir. Asla düşmanı falan değildir. 31 Mart‘ta seçimi kazanmadan önce de söylemiştik, seçimi kazandığımız akşam da söylemiştik. Ankara’da seçimi kazanmış olacağız ama asla bir zafer kazanmış olmayacağız çünkü karşımızda düşman yok, dedik. Yine öyle bakıyoruz bizim karşımızda düşman yok. Allah 7,5 milyar insanı farklı farklı yaratmış bu nedenle farklı düşüncelerin olması gayet normal… İnsanlar ekonomik durumlarına bakacaklar, şu anki duruma bakacaklar ve kendi gelecekleri için karar verecekler. Eğer memnunsa iktidarı destekleyecekler, değilse değiştirecekler. Ama diyorlar ki teröristleri nasıl gömdüysek muhalefeti de öyle gömeceğiz bu nasıl bir dil… Biz nefret dilini ortadan kaldırmaya, ayrıştırmayı ortadan kaldırmaya geliyoruz.” ifadelerini kullandı.

“BİZE DÜŞEN ÇOK DAHA İYİSİNİ GELİŞTİRMEK OLACAKTIR”

İHA, SİHA, TOGG ve Anadolu Gemisi’nin seçime alet edildiğini belirterek konuşmasını sürdüren Yavaş, “Bunlar bizim milli malımız. Nasıl önceki dönemlerde Havelsan, Roketsan yeni gelen hükümete devredildiyse, bunlar da gelecek hükümete devredilecek. Bize düşen çok daha iyisini, mükemmelini geliştirmek olacaktır” dedi.

Bağımsızlığın Türk Milletinin genlerinde olduğunu vurgulayan Mansur Yavaş, şöyle devam etti:

“Malazgirt’ten beri, Kurtuluş Savaşı’ndan beri o günden bugüne bağımsızlığımızı korumak için elbette milli güvenlik politikalarımızı aynen devam ettireceğiz. Bunlar da değişiklik olmaz. ‘Biz gidersek FETÖ, PKK kazanacak’ diyen bir bakanımız var. O yaptığı konuşma hala kulağımda çınlıyor ancak gülünür bu sözlere… Topla tüfekle seçime gidiyoruz… Hükümetin uygun vaatlerde bulunmasını isteriz ama 21 yıldır yapamadığını yapacağını vaat etmesi de biraz komik kaçıyor. İnsanlar şuna bakmalı… Çocuğuna her gün bir yumurta bir kâse yoğurt yedirebiliyor mu? Et süt alınabiliyor mu? İşte aslında meydanlarda konuşulması gereken şeyler bunlar… Bu iktidar hiçbir suçu kabul etmiyor, ‘Soğan pahalı’ diyorsunuz diyene ‘Soğan kafalı’ diye hakaret ediyor. ‘Memlekette pahalılık var, açlık var’ diyorsunuz ‘Diyenin ağzına kürekle vurmak lazım’ diyor. Bir çıkın halkın arasına marketi pazarı dolaşın, bir vatandaşı dinleyin, onlar size gerçek durumu gösterecektir. Ama artık bunları görmez hale geldiler. ‘Ekonomi gayet iyi’ diyorlar. İnşallah sandıktan çıkan sonuçla gerçek durumu görecekler.”

“ANKARA’DA RANT İMPARATORLUĞU VARDI”

Konuşmasında mevcut liyakatsizliklere de yer veren Yavaş, “Öyle bir yönetim ki liyakat yok. Depremden sonra çadır satan Kızılay başkanını bile hala görevden alamadılar. Neyi bekliyorsunuz? Görevden aldığı zaman liyakatsizliğini kabul etmiş olacak. Sülalece Kızılay’ı yönetiyorlar ama yönetemedikleri de ortaya çıktı. İnsanlar güvensizlikten neredeyse kanını dahi vermez oldu. Yöneticiler koltuktan kalkmak istemiyorlar. Çocukları lüks araçlarla geziyor, hemen işe giriyorlar” ifadelerini kullandı.

2019 seçimlerinde de kendileri hakkında birçok iftira atıldığını kaydeden Yavaş, “Millet İttifakı’nın belediyeleri bir değişiklik olduğu zaman ülkede neler olacağının en güzel örneğidir” dedi.

Ankara’da sosyal yardım anlayışının değiştiğini ve kırsal kalkınma desteklerinin arttığını belirten Yavaş, “Biz gidersek mahvolursunuz’ lafı sadece korkudan ibaret nefret siyasetinden başka bir şey de değil gerçekten bıktık” diye konuştu.

“OY ALMAK İÇİN HER ŞEYİ YAPARLAR”

“Siz hükümetsiniz her şey sizin bir emeğinize bakıyor” diyerek açıklamalarını sürdüren Yavaş, sözlerini şöyle tamamladı:

“Artık bu nefret siyasetinden, korkutma siyasetinden bıktık. 31 Mart‘ta ‘Bunlar gelirse PKK’lılar sayaçları okuyacak’ dediler. Ne oldu? İlk gün T.C. tabelasını getirdik belediyeye geri astık, devletin bekası bekası diyorlar ya… Faturaları da Ankara’nın vatansever gençleri evlere dağıtıyor. Ne işimiz olur bizim PKK’yla falan… Aynı lafları şimdi de söylüyorlar. O İHA’lar, SİHA’lar var ya Kandil silahı bırakmadığı sürece oraya lazım, neden hangara kaldıralım? Diyorum ki; hiçbir Allah’ın kulunun gücü yetmez bebek katilini hapisten çıkarmaya… Çıkarırsanız da yine siz çıkarırsınız başkası çıkarmaz. İnsanlar geleceğini oynayacaklar. Aynı şatafatlı düzen devam mı edecek yoksa halkı düşünen millete önceleyen bir iktidar mı gelecek buna karar verecekler. Teröre karşı en sert mücadeleyi yapmaya devam edeceğiz. Şimdiye kadar yapamadılar bundan sonra mı yapacaklar? Ama bir umut var; iktidarı değiştirirseniz en azından bunları düzeltme imkânı var, umudu var. Uzlaşacağız kimseyle kavga etmeyeceğiz.”

İMAMOĞLU: BİR KİŞİNİN OTORİTESİ BİZİ NEREYE GETİRDİ GÖRÜYORUZ

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise, “Çok güzel günler bizi bekliyor, birlikte başaracağız ve Millet İttifakı iktidar olacak. Siyasi bir kazanım değil 86 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının iktidarı başlıyor, bir avuç insanı eve yolluyoruz” sözleriyle başladığı konuşmasında özetle şunları kaydetti:

"Göreceksiniz başarılı olacağız. Birliğin beraberliğin dönemi başlayacak. Her şeyi bilen bir kişinin otoritesi bizi nereye getirdi görüyoruz. Pazara gittiğinizde bile dün ile bugün arasında fark var. İnsanlar cebindeki parasıyla dün alabildiklerini bugün alamıyorlar. 21 yılın sonunda hala -cek, -cak diyen iktidarı bu millet tıpış tıpış evine yollar. Bu millet hak yiyenle yemeyeni ayırt eder. Balıkesir'in halkı yalancı pehlivanla gerçek pehlivanı ayırt eder. Bu kalan günleri çok çalışarak geçireceğiz. Güzel günler çok yakında bizimle olacak. 15 Mayıs sabahında sizi pırıl pırıl güzellikte bir Türkiye'ye uyandıracağız. Mülakat belasından bu memleketi kurtaracağız. Ayrışmak yok.  Bu oy, bu seçim partilerin seçimi değil. Onun için 6 parti bir araya geldi. Sevgili gençler, oyları böldürmemeyi, bir arada Millet İttifakı'na kullanmaya ve Sayın Kılıçdaroğlu'nu Cumhurbaşkanı yapmaya hazır mıyız?”

BABACAN: İKTİDAR PANİK HALİNDE VAATLER SIRALAMAYA BAŞLADI

İmamoğlu'nun ardından sahneye çıkan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan da şu açıklamalarda bulundu:

“Nedir bizim güzel insanımızın bu çektiği? Bu yoksulluğa, bu yasaklara bizim itirazımız var. Bizim çiftçimiz sadece seçim döneminde mi akla gelecek? İktidar panik halinde vaatler sıralamaya başladı. Şimdi parça parça destekler açıklıyorlar, günaydın ya… Seçime kalmış 20 gün, 20 senedir yapmadıklarını 20 güne sığdırmaya çalışıyor.  Bu millet kanmayacak artık. Gençler izlemiştir bir hikâye anlatacağım. Dış güçler diyor, falancalar diyor. Tek yetkili, tek imzalı olduğunuz gün bu ülkeyi yoldan çıkardınız, şarampole yuvarladınız, 86 milyonu da yaraladınız. Sizin bundan sonra yapacağınız tek bir şey var artık. Siz bundan sonra bir durun artık, bir susun artık. İyisiyle, kötüsüyle artık kaza alanını bir terk edin de biz gelelim yapacağımızı yapalım. Bu işi toparlayacak kadrolar bizleriz. Biz bahane üretmeyeceğiz. Enkaz edebiyatı da yapmayacağız. Biz tüm Türkiye için yola çıktık. 14 Mayıs’ta aslında bir referandum var. Bu seçim aslında sadece iki tercihli bir referandum. Temelde iki tercih var. Birinci pusulada Sayın Erdoğan, Sayın Kılıçdaroğlu gerisi teferruat. İkinci pusulada Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı var. Gerisinin zaten bir iddiası yok. Ben kazanacağım iddiası yok. Tek akıl mı ortak akıl mı? Korku mu umut mu? Öfke mi sevgi mi? Yoksulluk mu zenginlik mi? Ve son soru kara kış mı bahar mı? Seçenekler çok açık başka bir tercih yok. Cevabız çok net. 15 Mayıs sabahı bereketin damla damla yayıldığını göreceksiniz. Türkiye’yi mutlu insanların ülkesi yapacağız."

KILIÇDAROĞLU: HİÇBİR ÇOCUĞUN YATAĞA AÇ GİRMEDİĞİ BİR TÜRKİYE’Yİ İNŞA EDECEĞİM

Son olarak konuşmalarını gerçekleştiren Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise şu değerlendirmelerde bulundu:

“Türkiye'nin makus tarihini bu meydanda yeneceğiz, tıpkı atalarımızın yendiği gibi. Türkiye'nin karamsar bir ortamda olduğunu, büyük sıkıntılar olduğunu, hayat pahalılığını, gençlerdeki umutsuzluğu biliyorum. Herkesin sıkıntısı var, derdi var. 21 yıldır ülkeyi yönetiyorlar. Ama artık değişimin zamanı geldi. Yeni bir ruha yeni bir anlayışa ihtiyacımız var. Bir değişime ihtiyacımız var. Çok kutuplaştık, çok savrulduk, artık kucaklaşalım, barışmanın zamanı. Söz verdim, yeni bir anlayışı getireceğim. Söz verdim. Hiç kimseyi ötekileştirmeden… Bunu inşa edeceğiz. İnşa etmenin yolu sizden geçiyor.  Türkiye’nin adalet içinde inşa edilmesini istiyor musunuz? Söz veriyorum, 6 lider bir aradayız. Hepimiz bu ülkede huzur olmasını istiyoruz. Balıkesir Kuvayi Milliye’nin, tarımın, turizmin, eğitimin merkezidir. Bu bölgenin şikâyetlerini de biliyorum. Bu kadar zengin bir coğrafyada çiftçi zarar eder mi? Onlar beşli çeteler için çalıştılar. Bay Kemal, vatandaşı için çalışacak. Bundan emin olun. Bizim için yandaş değil vatandaş önemli.  Ayrımcılığı bitireceğiz. 85 milyon birlikte çalışacağız. Birlikte alın teri dökeceğiz. Bu ülkeye sözüm var. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir Türkiye’yi inşa edeceğim. Her evde huzurun bereketin olduğu, caddesinde parklarında sokaklarında özgürce gezebildiğimiz bir yurdumuz olsun. Bizim elin oğlundan ne farkımız var. Sen beşli çeteye para bulurken, emekliye para bulamıyorsun. Beşli çetelerden alacağım o parayı söke söke alın teri dökene vereceğim. Biz onlar gibi değiliz, mütevazı yaşamayı bilen insanlarız. Garibanın çocuğu askerlik yapıyorsa Bay Kemal’in çocuğa da askerlik yapsın dedik, biz düşüncemiz odur. 418 milyon dolarlık malı götürdüler, son kuruşuna kadar nerede olduğunu biliyorum, o paranın tamamını bu ülkeye getireceğim. Çalındı, alacağım ve getireceğim. Torpili bitireceğiz. Türkiye’yi yolgeçen hanına döndürdüler, ipini koparan Türkiye’ye geliyor. Sanki bu ülkenin sınırı yok. Hudut namustur. En genç iki yıl içerisinde bütün Suriyeli kardeşimizi Suriye’ye göndereceğiz. Türkiye’de 3 milyon 600 bin sığınmacı var eyvallah ama bizim evlatlarımız işsiz. Asgari ücretin yarısıyla çalışıyor. Suriyeliler kendi ülkelerine gidecek. Suriye ile barışacağız. Bay Kemal sözünden dönmeyecek.”

Editör: Nigar Topcu