Kar tanelerini bilir misiniz? Karlı bir günde yürürken mutlaka omzunuza düşmüş, saçınızı okşamıştır bir tanesi. Ve bilim, milyarlarca kar tanesinin hepsinin birbirinden farklı olduğunu söylüyor. Her biri birbirinden farklı milyarlarca kar tanesinin tek bir amacı var; gökten yere inerek bir bütünü oluşturmak. Tek bir tanesinin varlığı bir şey ifade etmiyor ama birleşince bir çığ meydana geliyor.

Ruslar bir asırdan daha kısa sürede üç kez rejim değiştirdi. Ama hala aynı amaç için mücadele ediyor. Yunan, megali idea hayalini her gece görüyor. İran, Şia Hilali için mücadele ediyor. İsrail sözde vaat edilmiş topraklarının peşinde koşuyor. Dünya üzerinde medeniyet inşa etmiş veya inşa etmeye niyetli ulusların neredeyse tamamında ulaşılması hedeflenen bir hayal, bir ülkü var.

Siyasi görüşü her ne olursa olsun, gelir düzeyi ne olursa olsun, dini inancı, dili, eğitim düzeyi, yöresi, töresi ne olursa olsun tuttuğu takım gol atınca beraber sevinebilen insanlar ülkemizin ve yüce milletimizin yarınları için neden kar tanesi görevi göremiyor, görmekten kaçınıyor? Sahi bizim ülke olarak veya milletçe ortak bir hedefimiz var mı? Bence yok... Ama olmalı!

Mevcut düzende her siyasi parti, ülkenin alanında en yetkin insanlarının kendi bünyesinde toplandığını iddia ediyor. İşin ehline verilmesinin emredildiği Ayet-i Kerime hatrımıza gelmiyor. Her bakan değiştiğinde eğitim sistemimiz değişiyor, bürokrasi yeniden şekilleniyor. Birisi de çıkıp “Kardeşim biz araştırdık, senin işinin ehli birisi olarak görevinin başında kalmanı istiyoruz.” demiyor farklı siyasi görüşe sahip olduğu falanca kurum amirine. Sil baştan sistem kurmaya çalışıyor makama oturanlarımız. Kurulan sistemin işlerliği denetlenemeden bir başkası getiriliyor makama, yeni bir sistem kurması için.

Bu düzen böyle devam eder mi bilmem. Kaleme aldığım ilk köşe yazımda belirtmek isterim ki dünyaya hangi pencereden bakarsa baksın herkesin doğrusuna taraf, her yanlışa da muhalifim. Necip Fazıl’ın şiirlerini seven birinin Nazım’ın şiirlerinden bihaber olmasından, Ozan Arif dinleyicisinin Edip AKBAYRAM’ın şarkılarını gizli gizli dinlemesinden bıkmadık mı? Beş dilde şarkı çalan kafelerde Kürtçe müziğin sözde milliyetçileri rahatsız etmesinden, gerçek bir Türk milliyetçisi olarak son derece rahatsızım. Ne zaman ki farklılıklarımızın zenginlik olduğunu ve hepimizin aynı kilimin deseni olduğunu anlarız işte o zaman ülkemizin bir ülküde birleşebileceğine dair umutlarımız yeşerecek demektir.

Kar taneleri gibi olmak için hala geç sayılmaz. Biz değişirsek dünya değişir. Nereden başlayacağını bilemeyenler için naçizane tavsiyem şudur: Bir ağaç dikmek gerek. Sulamak, sakınmak, üreteceği oksijenin milli servet olduğunu idrak etmek gerek. Ve sanırım bu işe ilk olarak aynı havayı soluduğumuzu hissederek başlamak gerek. Zira toprağın üstüne sığmayan kibirlerimiz bir avuç toprağa sığacak...

Yüce milletimin aynı şeytanı taşlayıp, aynı şeytana mağlup olan, elleri havaya farklı şekillerde kalkan güzide insanları, gününüz dünden güzel olsun...