Gazeteci Fehmi Koru, kendisine ait sitede kaleme aldığı yazıda erken seçim iddialarını yazdı. Fehmi Koru, iktidarın seçime gitmek için çeşitli adımlar atacağını yazarak, 'Bu pazar günü seçim olsa böyle bir tablodan iktidara iktidar çıkmaz. Haziran geldiğinde bugünkü durumu bile arayabiliriz. İktidar bu sebeple yılbaşını gözlüyor. Dar gelirliye hayatın pahalılığını hissettirmeyecek iyileştirmeler yolda. EYT'lileri bile sonunda emekli etmek için ciddi ciddi formül aranıyor. Memur maaşlarına zam, asgari ücrete zam, emeklilere zam sırada. Vaatler için de yine hazirana varmadan gerçekleşme tarihleri kondu. Yerli ve milli otomobil, hayalet jet gibi projeler gelecek yılın ilk üç ayında görücüye çıkacak.' ifadelerini kullandı.

'EN GEÇ MART 2023'

Öte yandan mart 2023 tarihi için erken seçim tahmininde bulunan Fehmi Koru, 'Ne dersiniz, bu tabloya bakıp seçimin muhtemel tarihini tahmin edebilir miyiz? En geç mart 2023 benim tahminim. Seçim tarihinin öngördüğüm gibi erkene alınması fiiliyatta iktidarı -özellikle de AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı- rahatlatacak. Tayyip Erdoğan'ın önünde -bir-iki hukukçunun mahzuru olmadığı mütalaasına rağmen- aşılması güç, hatta imkansız bir anayasal engel var. Cumhurbaşkanı olarak iki kez seçilmiş birinin yeniden aynı göreve aday olamayacağına dair anayasa hükmünü aşmanı tek yolu, TBMM tarafından seçim tarihinin erkene alınmasıdır. Yukarıda aktardığım bütün gerekçeler bir yana, bu son gerekçe tek başına, seçim tarihinin erkene çekilmesini zorunlu hale getiriyor.' yazdı

İşte, Gazeteci Fehmi Koru'nun dikkat çeken o yazısı:

Hemen herkes hesabını seçimin gelecek yılın haziran ayı ortalarında yapılacağına göre yapıyor; tek istisna iktidardaki AK Parti…

Biraz önce sabah gazete okuma maratonumu bitirdim. Okuduğum yazarlardan ikisinin yazılarında 'Seçime henüz yedi ay varken' kalıbını görünce şaşırdığımı itiraf edeyim. Belli ki, siyaseti çok yakından izleyenler bile, AK Parti'nin bir yandan 'Seçim zamanında yapılacak' der ve bunda ısrar ederken, diğer yandan seçim tarihinin erkene alınacağına işaret eden hesaplarını fark etmiyorlar.

Muhalefet adına konuşup yazanlar da öyle. Kimi parti sözcüsünün ağzında da aynı söz kalıbının kullanıldığını işittim.

Onların bu durumu 'baskın seçim' ihtimalini büyütüyor.

İktidarlar günümüze benzer ortamlarda seçim tarihini erkene alacaklarsa, yeni tarihi aylar öncesinden açıklamaz, rakiplerini apansız ve hazırlıksız yakalamanın yolu olarak en kısa zamanda ülkeyi seçime götürürler…

'Baskın seçim' buna deniyor.

Şu haberi birlikte okuyalım:

'Genel Merkezden AK Parti teşkilatlarına bir yazı gönderilmiş. Bu yazıda, milletvekili adayı olmak isteyen belediye başkanları ve il başkanlarının aralık ayı sonuna kadar istifalarını vermeleri isteniyor. Parti teşkilatları bunu, seçimin bir iki ay öne alınabileceği şeklinde yorumluyor.'

Demek ki neymiş?

AK Parti, normalde tarihinin belli olmasından sonra ve seçime az bir süre kala için Yüksek Seçim Kurulu tarafından ilan edilecek zorunlu uygulamalar arasında yer alan istifa şartının yerine getirilmesini, kendi teşkilatlarından şimdi istemiş…

İlan edilmiş seçim tarihinden yedi ay önce…

Bu arada, ÖSYM başkanlığı da, seçimgünü diye bildirilen 18 Haziran 2023 tarihini bir sınava ayırdığını ilan etmiş…

Neden acaba?

Muhalefet adına konuşan ve yazanlar, iktidarın attığı her beklenmedik adımı seçimle irtibatladıkları halde seçim tarihinin erkene alınabileceğini hesaba katmıyorlar.

İstanbul'da, İstiklal Caddesi üzerinde canlar alan bir terör olayı meydana geliyor; iktidarın olayın üzerine gidiş şekline bakıp 'Seçim için bunu yapıyorlar' diyenler çıkabiliyor…

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, yakını olan Katar Emiri'nin davetini kıramayıp gittiği Doha'da, dünya kupası maçı öncesinde karşısına çıkan Mısır devlet başkanı Abdülfettah el-Sisi ile el sıkıştı ve ardından Mısır'la ilişkileri buzdolabından çıkarma niyetini belli etti ya, çok bilen yorumcular, 'Seçim için' demekte hiç gecikmediler…

Suriye'ye dönük on yıllık politikayı da değiştirmek niyetinde iktidar, bunun yolu için bu defa Beşşar Esad ile yine tesadüfi görünümlü bir vesile arayışı var. Hemen, birileri, buna da 'Seçim öncesinin işi' etiketini yapıştırdılar…

En son, Pençe-Kılıç adı verilen sınır-ötesi askeri operasyona da benzer teşhislerde bulunan siyaset doktorları çıktı.

Doğru olabilir mi, bütün bu yakıştırmalar?

Bana fazla akıllıca gibi gelmiyor. Bunların hepsi, içinde büyük riskler barındıran ciddiyette adımlar…

İktidarlar böyle adımlar atarken bin düşünür.

'Seçimin tarihi erkene alınacak' demek için bu tür girişimler üzerinde yoğunlaşmak gerekmiyor ki…

Ekonomiye bakarak, birbiri adına alınan ve alınacak kararlardan aynı sonuca daha kestirmeden ulaşmak mümkün.

Bir partinin gözü kapalı seçmeni durumunda olmayan vatandaşlar, terörle mücadeleye, askeri müdahaleye, siyasilerin kimlerle el sıkıştığına bakarak değil, en başta cepleri ve midelerine, evlerini ısıtıp ısıtamadıklarına, çoluk-çocuklarının ihtiyaçlarını karşılayıp karşılayamadıklarına bakarak oylarını kullanırlar.

Tam bu konuda iktidar ne durumda?

Kötü durumda.

Enflasyon tarihi rekorlar kırıyor. Hayat her zamankinden pahalı hale geldi. Elektrik, doğalgaz faturaları her ay bir önceki aya göre katlanıyor. Sofraların değişmez katıklarının fiyatları el yakıyor.

[Geçen gün, burada benzer bir konuya değinirken 'Zeytinin fiyatı 100 TL'ye yaklaştı' notunu düşmüştüm. Dün uğradığım bir esnaftan aldığım zeytinin kilosunun fiyatı 145 TL'ydi.]

Bu pazar günü seçim olsa böyle bir tablodan iktidara iktidar çıkmaz.

Haziran geldiğinde bugünkü durumu bile arayabiliriz.

İktidar bu sebeple yılbaşını gözlüyor. Dar gelirliye hayatın pahalılığını hissettirmeyecek iyileştirmeler yolda. EYT'lileri bile sonunda emekli etmek için ciddi ciddi formül aranıyor. Memur maaşlarına zam, asgari ücrete zam, emeklilere zam sırada.

Vaatler için de yine hazirana varmadan gerçekleşme tarihleri kondu. Yerli ve milli otomobil, hayalet jet gibi projeler gelecek yılın ilk üç ayında görücüye çıkacak.

Ne dersiniz, bu tabloya bakıp seçimin muhtemel tarihini tahmin edebilir miyiz?

En geç mart 2023 benim tahminim.

Seçim tarihinin öngördüğüm gibi erkene alınması fiiliyatta iktidarı -özellikle de AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı- rahatlatacak.

Tayyip Erdoğan'ın önünde -bir-iki hukukçunun mahzuru olmadığı mütalaasına rağmen- aşılması güç, hatta imkansız bir anayasal engel var. Cumhurbaşkanı olarak iki kez seçilmiş birinin yeniden aynı göreve aday olamayacağına dair anayasa hükmünü aşmanı tek yolu, TBMM tarafından seçim tarihinin erkene alınmasıdır.

Yukarıda aktardığım bütün gerekçeler bir yana, bu son gerekçe tek başına, seçim tarihinin erkene çekilmesini zorunlu hale getiriyor.

Muhalefetin de bu gerçeği fark etmeye başladığının emarelerini yakında almaya başlarız.

Fark etmeliler.