6 Şubat günü Kahramanmaraş ve Gaziantep merkezli 7.7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremler 10 ilde büyük yıkıma neden oldu. Depremin etkilediği illerden olan Kahramanmaraş'ta da çok sayıda bina yıkılırken, göçük altında kalan birçok vatandaşımız hayatını kaybetti.

CHP Kayseri İl Başkanı Ümit Özer, Kayseri'den Kahramanmaraş'a giden ve burada depreme yakalanan depremzede bir aileyi ziyaret etti. Depremde eşi ve 2 çocuğu ile birlikte toplamda 7 yakınını kaybeden Z.F, isimli depremzede, yaşananları CHP'li Özer'e anlattı.

'BİZ DEVLETİ BABA BİLDİK AMA..'

Depremin ilk günü yakınlarını enkaz altından çıkartmak için birçok yere başvurduğunu ama sonuç alamadığını ifade eden Z.F., şunları söyledi:

'Tatil için eşim ve çocuklarım Kahramanmaraş'ta kayınvalideme ziyarete gitmişlerdi. Bana bir telefon geldi depremden sonra binanın yerle bir olduğu söylendi. Kahramanmaraş'a gittim, yakın akrabalarımızdan başka kimse yoktu.

200 metre ilerimizde tank taburu vardı ve yardım için oraya gittik. Yardımcı astsubaya 10 katlı binamızın çöktüğünü, 8-10 askerle birlikte kazma kürek vermesini ve 'enkaz altında kalanları kurtaralım' dedim. 'Herkes perişan, ellerimizle kazımaya çalıştık ama olmadı' dedim. Astsubay 'asker veremem, zaten asker yok. Olsa da veremeyiz' dedi.

Oysa bir tank taburunda en az bin asker olur. 'Sizi Allah'a havale ediyorum, tek güvencem sizdiniz, ben de askerliğimi asteğmen olarak yaptım. Bu mu karşılığı dedim' ve çıktım. Ters istikamette 200 metre ilerde itfaiye birimi var oraya gittik. İtfaiyenin yanındaki 3 bina da enkaz haline dönmüştü. İtfaiyeden içeri girdik baktım ki itfaiye aracının içinde çay içiyorlar ve etrafı izliyorlar. 'Onlara abiler elinizi ayağınız öpeyim binin de kazma kürek getirin de birlikte çalışalım kimi kurtarırsak' dedim. Kafalarını çevirdiler. 'Biz yangın söndürürüz' dediler.

Orada AFAD'çılara 'bir ekibinizi bize verin' dedim. 'Biz yetkili değiliz. Kepçe, operatör, projektör yok. Bunların hiçbiri yok' dedi. Biz orada 3 gün devleti görmedik. Biz devleti baba bildik. Biz devleti kötülemiyoruz ama yanlış varsa yanlıştır'

'GELEN AFAD EKİBİ DE HEMEN GİTTİ'

Depremin 2'nci günü bir AFAD ekibinin geldiğini ancak onlarında arama kurtarma faaliyeti başlatmadan gittiğini ifade eden acılı depremzede, 'Depremin 2'inci günü 20-25 kişilik bir AFAD ekibi geldi. Binanın etrafını dolandıktan sonra kendi aralarında konuşup arabaya doluşup gittiler. 'Nereye gidiyorsunuz' dedim. 'AFAD koordinasyon merkezine gidip geleceğiz' dediler. Gidiş o gidiş… Kimse gelmedi' ifadelerini kullandı.

'KOORDİNASYON SIFIRDI'

Depremin ilk üç gününde devleti göremediklerini ve marketlerin mülteciler tarafından yağmalandığına şahit olduklarını belirten Z.F., '3 gün oyunca orada ne asker ne de polis görmedik. Bu arada zaten Suriyeliler nerde market var, hepsini yağmaladılar. Koordinasyonun orada sıfır olduğunu gördüm ben. Tanığım her şeye. Herkes bitkin vaziyette, ne yapacağını bilmiyor, whatsapp'tan devlet yönetilir mi?' şeklinde konuştu.

GÜNLER SONRA YAKINLARININ CANSIZ BEDENİ ÇIKARILDI

Günlerce arama kurtarma ekibi bekledikten sonra kızı, oğlu, eşi, kayınvalidesi ve kayınpederi dahil toplamda 7 yakınının cansız bedeninin enkaz altından çıkarıldığını kaydeden Z.F, eşi ve 2 çocuğunun cenazesini Kayseri'ye getirdiğini söyledi. AKP'li Kayseri Büyükşehir Belediyesi'nin Asri Mezarlığı'na defnettiği yakınları için cenaze ücreti aldığını ifade eden acılı baba, duruma tepki gösterdi.

'BELEDİYE ACI GÜNÜMÜZDE BİZE MEZAR SATTI'

AKP'li belediyenin depremde hayatını kaybeden eşi ve 2 çocuğuna ait 3 mezar için toplamda 825 lira para aldığını ifade eden depremzede Z.F., şöyle konuştu:

'Ailemi defnetmeden önce cenaze işleriyle benim samimi bir arkadaşım ilgilendi. Cenaze belgelerini alıp, Kayseri Büyükşehri Belediyesi'nin Asri Mezarlığı'na gitmiş orada ondan 3 mezar için 825 lira almışlar. Belgesi var, cebimde duruyor. Parayı kredi kartından çekmişler.

Kayseri Belediyesi bu acı günümüzde mezar sattı bize. Hangisine yanayım. Çok para olmayabilir, ama manevi bir şey var ortada. Saygı denen bir şey var. Benden o gün mezar parası aldılar. Onun yanına 3 mezar daha aldım, elbet onu vereceğim. Biz ölmediğimiz için onların parasını ödedim. Ona bir şey demiyorum. Benden aldıkları mezar parası çok zoruma gitti.

Acıyı hissediyorsan canlısın başkasının acısını hissediyorsan insansın. Bazılarımız bu insanlığı maalesef yitirmiş. Benim işim müteahhitlerle değil, sen kapıyı açık tutarsan hırsız elbet girer. Benim meselem kapıyı açanlarla. Eğer suçluysa kanun karşısında herkes hesabını versin, yoksa vatandaşın devlete olan güveni sarsılır!