Cübbeli Ahmet, Mehmet Görmez'i şirk koşmakla suçladı

Cübbeli Ahmet, Diyanet İşleri Eski Başkanı Mehmet Görmez'in depremzedelere ilişkin sözlerini eleştirerek 'Din bakımından şirk içerikli, devlet bakımından da vatana hıyânet sayılacak derecede ağır bir ifâdedir' dedi. Cübbeli Ahmet, sözlerine ayet ve hadislerden delil gösterdi.

PAYLAŞ
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Diyanet İşleri Eski Başkanı Mehmet Görmez, deprem sonrası yaptığı bir konuşmada  “Artık binaya girmenin adabından önce bina yapmanın farzlarını konuşalım. Şehre girme duasından önce şehirler kurulurken işlenen haramları anlatalım.” demişti. Aynı konuşmada Görmez, "Depremzedelerin gönlü naz makâmındadır. Onlar Allâh’a karşı kırık, devlete karşı öfkeli" ifadelerini kullanmıştı.

Cübbeli Ahmet olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, Mehmet Görmez'in bu sözlerini hedef alarak kendisini şirke girmekle ve vatana ihanetle suçladı.

Cübbeli Ahmet'in konuya ilişkin açıklaması şöyle:

Din bakımından şirk içerikli

 "Mehmet Görmez’in: “Depremzedelerin gönlü naz makâmındadır. “Onlar Allâh’a karşı kırık, devlete karşı öfkeli” şeklindeki sözü, din bakımından şirk içerikli, devlet bakımından da vatana hıyânet sayılacak derecede ağır bir ifâdedir.

Ayrıca vatansever hiçbir depremzedenin Yüce Rabbimiz hakkında kullanmadığı hatta aklından bile geçirmediği Allâh’a itiraz anlamına gelen bir iftirâyı depremzedelere yakıştırarak büyük bir cehâlete imzâ atmaktır" ifadelerini kullandı. 

İlâhiyatçıların îtikād bakımından ne denli bozuk olduğunu anlamanız için yeterlidir 

Cübbeli paylaşımlarının devamında şu ifadeleri kullandı: "Kulun Rabbine dargın olması haddi değildir. Kula yakışan ancak “Biz Allâh’ın mülküyüz ve ancak ona dönücü kimseleriz” (el-Bakara Sûresi:156) âyet-i kerîmesinde buyrulduğu üzere; sabır, rızâ ve teslimiyet göstermesidir.

Nitekim bir hadîs-i kudsîde: “Her kim Benim kazâma (ve kaderime) rızâ göstermezse, belâma da sabretmezse artık o kişi Benim semâmın altından çıksın ve (kendisine) Benden başka bir Rab arasın.” (et-Taberânî, el-Mu‘cemü’l-kebîr, rakam:807, 22/320; ed-Deylemî, Müsnedü’l-Firdevs, rakam:4449, 3/169) buyrulmuştur ki böylece kazâya rızâsızlığın Allâh-u Te‘âlâ’yı ne kadar gazaplandıracağı daha iyi anlaşılıyor. Rızâsızlık böyle olursa ya bir de Allâh’a dargınlık hâlinin ne büyük bir kâfirlik olduğu daha iyi düşünülmelidir.

Yıllarca bu memleketin Diyânet reisliğini yapmış bir adam bu lafı konuşuyorsa bu İlâhiyatçıların îtikād bakımından ne denli bozuk olduğunu anlamanız için bu delil yeterlidir sanırım."

 

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN