CHP Genel Başkan Yardımcısı Semra Dinçer, CHP’nin çağrısı üzerine Akbelen’deki ağaç kıyımı ile ilgili olağanüstü olarak toplanan TBMM Genel Kurulu’nda; cep telefonu ile ağaçların kesildiği anın sesini dinletti. Dinçer, “Irmağının akışına ölürüm diyenler, açın kulaklarınızı iyi dinleyin. Bu ses var ya bu ses, uğruna ölünecek ağaçları ve ırmakları yok eden ses. Milliyetçilik hamasetle olmuyor. Milliyetçilik vatanına, toprağına, ormanına, ağacına, kurduna, kuşuna, suyuna sahip çıkmakla oluyor. Vatanın en değerli varlığı olan ormanlarımızın katledilmesine izin vermek vatana ihanet değil de nedir? Milliyetçiyiz diyorsunuz, bu sesi duyacak ve vatanınıza sahip çıkacaksınız” dedi.

TBMM Genel Kurulu bugün, CHP’nin talebi üzerine Akbelen’deki ağaçların kesilmesi gündemiyle olağanüstü toplandı. AKP ve MHP milletvekilleri, daha önce vergi artışları ve zamları görüşmek üzere yapılan olağanüstü toplantıda olduğu gibi, yine TBMM Genel Kurulu Salonu’na, toplantı yeter sayısına ulaşıldığının belirlenmesinin ardından girdi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Semra Dinçer, cep telefonu ile çıktığı kürsüde Akbelen Ormanı’ndaki ağaçların hızar ile kesildiği anın sesini dinletti. TBMM Başkanvekili Celal Adan, Dinçer’i uyardı.

Sözlerine devam eden Dinçer, şunları söyledi:

“BU SES, BEŞLİ ÇETENİN KESESİNİN DOLMASININ SESİ”

“Bu ses sizin için ne ifade ediyor? Bu ses sizin için; rantın, lüksün, şatafatın, saraylarınızın, saltanatınızın sesi. Bu ses beşli çetenin kesesinin dolmasının sesi. Peki bu ses bizim için ne ifade ediyor? Akbelen Ormanlarında 100 yıllık ağacın katledilmesi demek. Ormanların, zeytinliklerin, yaban hayatın, su kaynaklarının, yarınların yok olması demek. Ama siz günlerdir Akbelen’de havası, suyu, geleceği için direnen, bastonu ile ağacına sahip çıkmaya çalışan 87 yaşındaki Sultan Teyzenin, Ayşe Teyzenin, Ahmet Amcanın, Hatice Ninenin 15 gündür sesini duymadınız. 15 gündür sesini duymadığınız, 87 yaşındaki Sultan Teyzemiz ne diyor: ‘Çam olmazsa hayat olmaz.’ Gülperi Ablamız, ‘Su kaynakları bitiyor, doğa elden gidiyor. Yarın bizim evimizin de önüne gelmesinler diye mücadele ediyoruz’ diyor. Akbelenliler; ‘Şu termiğin dumanı tütsün diye, çamlarımızı, zeytinlerimizi, bağımızı, bahçemizi, geleceğimizi yok ettiler. Kömür bizi yok etti’ diyorlar.”

Şimdi tatilinizi bir kenara bırakın ve hızarın gürültüsüne kapattığınız o kulaklarınızı iyi açın. Halkın sesine, ağacın çığlığına kulak verin. Akbelen’e kulak verin. O ağaçların, o köylünün vebali hepinizin boynunda. Bu vatan hepimizin. Bunun sorumluluğunu yerine getirin ve bu sorunu hep birlikte çözelim. Artık uyanın.

“MİLLİYETÇİYİZ DİYORSUNUZ, BU SESİ DUYACAKSINIZ”

Irmağının akışına ölürüm diyenler, açın kulaklarınızı iyi dinleyin. Bu ses var ya bu ses, uğruna ölünecek ağaçları ve ırmakları yok eden ses. Milliyetçilik öyle hamasetle olmuyor. Milliyetçilik vatanına, toprağına, ormanına, ağacına, kurduna, kuşuna, suyuna sahip çıkmakla oluyor. Vatanın en değerli varlığı olan ormanlarımızın katledilmesine izin vermek vatana ihanet değil de nedir? Milliyetçiyiz diyorsunuz, bu sesi duyacak ve vatanınıza sahip çıkacaksınız.

“BEŞLİ ÇETEYE SAHİP ÇIKMAK İÇİN HEPİNİZ BURADASINIZ”

Bu Anayasa, 169’uncu maddesi der ki ‘Devlet ormanlarına zarar verecek her türlü eylem ve faaliyetten korumakla yükümlüdür’. İşte bu da beşli çetenin Anayasası. Bu beşli çetenin Anayasasında ne var? Rant var, talan var, yalan var, yolsuzluk ve yağma var. Yani ormanlarımızın, havamızın, suyumuzun, toprağımızın her türlü çıkar için yok edilmesi var. Şimdi bir tercih yapacaksınız. Ormanlık alanları mı savunacaksınız, yoksa dolar alanları mı savunacaksınız? Ormanlarını savunmak için Akbelen’e gelmediniz ama maşallah bugün beşli çeteye sahip çıkmak için hepiniz buradasınız. Tam kadro olarak hem de.”

Editör: Batuhan Yavuz