CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya; 'Geçen sene Soylu, burada 'terörü bitirdik' dedi. Yahu hiç sıkılmadan bu sene de, daha yeni bomba patlamışken aynı sözleri yine burada söyledi. Oysa yıl başından bu yana 88 askerimiz, 17 polisimiz 105 evladımızı teröre şehit verdik. 'Teröristlerin ayakkabı numaralarına kadar biliyoruz' dedin. 'Kuş uçurtmuyoruz' dedin. Az önce de yine aynı sözleri söyledin. Öyleyse nasıl oluyor da bir kadın terörist güvenlik unsurlarının ve istihbaratın en güçlü olduğu Afrin'den elini kolunu sallayarak Türkiye'nin sınırlarını geçti? 1200 kilometre yol alıp da geldi İstanbul'a? Sen terörle mücadele adı altında Taksim'deki saksılarla bankları kaldırdın. İşte senin terörle mücadele anlayışın bu. 'Mahcubuz' dedin. Ben sana mahcupluk ne göstereyim. Görevini layıkıyla yapmayanların kullandığı sözdür. Sen görevini layıkıyla yapmadın. 'Mahcubuz' dediysen, o koltukta niye oturuyorsun? Senin mahcupluğunun bedelini, insanlarımız canıyla ödüyor' sözleriyle tepki gösterdi.

Soylu'nun sunumunun ardından ilk söz, CHP Grubu'na verildi. CHP Grubu adına CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç konuşma yaptı. Konuşması sırasında Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Cevdet Yılmaz, Özkoç'un sözünü keserek usul ve üsluba ilişkin açıklama yaptı. Özkoç ise Bakan Soylu'ya aynı uyarıları yapmadığını belirterek Cevdet Yılmaz'a, 'Bakanı niye uyarmadınız? Hamaset yapma, bakandan önce niye söylemedin bunu? Samimi olmayan, iki yüzlü bir yaklaşım bu' tepkisini gösterdi ve kınadığını söyledi. Cevdet Yılmaz ise 'İkiyüzlü değil. Usul konusunda hepinizin hassasiyetini bekliyorum' dedi.

'Aynı şekilde bakanı da uyarmanız gerekirdi. Bakanı uyarmadan, ikiyüzlü bir siyaset yaptınız. Sizi kınıyorum, Sayın Başkan' diyen Özkoç'un konuşması özetle şöyle:

'SÖYLEDİĞİNİZ SÖZLERİN, YÜZDE 70 İFTİRA, YALAN: Konuşurken kirli bir dille konuşuyorsunuz. Söylediğiniz sözlerin yüzde 70'i iftira, yalan olduğu halde; yüzünüz hiç kızarmıyor. Bu konuda ehil olduğunuzu görüyorum. Büyük Ortadoğu Projesi'nden, bahsetti. Büyük Ortadoğu Projesi'nde ve Irak'ın bölünmesinde ABD'ye buradan yaptığın timsah gözyaşlarıyla yaptığın göndermelerde, 'ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi'nin Eş Başkanıyım' diyen senin Genel Başkan'ın Recep Tayyip Erdoğan'dır. 3 milyon 750 bin Müslüman'ın katledilmesine ve Müslüman dünyası param parça edilirken Amerikan askerlerinin Noel'ini kutlayan da senin Genel Başkan'ın Recep Tayyip Erdoğan'dır.

SEN KİRLİ BİR DİL KULLANDIĞIN İÇİN…: Biz bu PKK sürecini çok iyi biliyoruz. Türkiye'de PKK elini kolunu sallarken, Türkiye'ye girerken Habur Sınır Kapısı'nda; kaymakam ve valilere, 'Onlara dokunmayın' emrini veren sizlersiniz. Recep Tayyip Erdoğan ulusal televizyonda dedi ki… 'Bizim zamanımızda en çok PKK terör örgütü güçlenmiş ve silahlanmıştır' dedi. Sen kirli bir dil kullandığın için, yalan ve iftira söylediğin için bunları tek tek ortaya koyacağım.

TEK TEK AÇIKLAYACAĞIM: Beceriksiz, suç işleyen, suçu koruyan bir bakanın, mesaisini ve makamının gücünü kara para ilişkilerini, tehdit ve şantaj için kullandığını konuşmanda kendi itiraflarınla tek tek açıklayacağım. Soylu, yaptığın suçlarla hem Anayasa'nın hem de TCK'nın birçok maddesini işleyen dünya tarihinde görülmüş nadir İçişleri Bakanlarındansın. Anayasa'nın 137; TCK'nın 106, 107, 114, 216, 217, 257, 279, 281, 282, 283, 284, 288'inci maddelerini bilerek, isteyerek, milletin gözünün içine bakarak, göstere göstere çiğnedin. Her biri kapsamında işlediğin suçlarla ilgili hakim karşısında hesap vermen için CHP adına grup başkanı vekili olarak elimden ne geliyorsa onu yapacağım.

SUÇLUYU KORUDUN, KOLLADIN: Ulusal bir kanalda hiç sıkılmadan itiraf ettin. Bir siyasetçi mafya babasından her ay rüşvet alıyor dedin. Vereni de alanı da biliyorum dedin. Adını açıklamadın. Onunla ilgili herhangi bir suç işleminde bulunmadın. Suçluyu korudun ve kolladın. Bütün milletvekillerini ise zan altında bıraktın. Asıl kendi siyasi partinin milletvekillerini de zan altında bıraktın.

MİLLETİN GÖZÜNÜN İÇİNE BAKA BAKA İTİRAF ETTİN: Geçen yıl bu komisyonda milletin gözünün içine baka baka itiraf ettin. Kara para aklayıcısı Sezgin Baran Korkmaz'ı nasıl kaçırdığını açıklıkla anlattı. 22 Kasım 2021 tarihli komisyon tutanağı... Şöyle diyorsun; 'Daha ötesini de söyleyeyim Engin Özkoç, biz bir şey yaptık. Devletin bütün kurumlarıyla yukarıdan aşağıya öyle bir karar aldık, meselenin içine öyle bir daldık ki bize kumpas kuranları açığa düşürdük' diyorsun. Yani devletin en üstende, sana bu emri veren Recep Tayyip Erdoğan mıydı? Sen Sezgin Baran Korkmaz'ı açık açık, devletin imkan ve kabiliyetini kullanarak onu yurt dışına kaçırdığını itiraf ettin.

NİYE PİS PİS SIRITIYORSUN?: Bu Sezgin Baran Korkmaz kim? Niye gülüyorsun, yaptıkların hoşuna mı gidiyor, niye pis pis sırıtıyorsun... ABD Maliyesi'ni dolandıran adamların kara parayı Türkiye'ye gönderdikleri kişi; ABD'de tüm adamlar yakalandı ve Korkmaz'ın ismini verdi. Türkiye'de dört ayrı mahkeme, Korkmaz'ın mal varlıklarına el konulması için karar aldı. Yurt dışına çıkış yasağı konuldu. Bir el düğmeye bastı. Senin itirafına göre Soylu'nun kendi eliydi. Sezgin Baran Korkmaz'ın mal varlığı üzerindeki tedbir ve yurt dışına çıkma yasağı aniden kaldırıldı. Yani Adalet Bakanlığı'nı işin içinde bulundurdunuz.

SEZGİN BARAN KORKMAZ SENİN KAPINDA SİGARA İÇİYORDU: 4 Aralık 2020'de, Sezgin Baran Korkmaz, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile makamında görüştü. Hatta o gün o kadar meşguldün ki sen makamında görüşmeler yaparken Sezgin Baran Korkmaz'ı getiren iki kişi Sezgin Baran Korkmaz ile senin kapında sigara içiyordu. Şimdi soruyorum, Sezgin Baran Korkmaz ile ne konuştun? Ne konuştun da Sezgin Baran Korkmaz, 1 gün sonra yurt dışına, senin sayende kaçtı. Sonra MASAK, Korkmaz için birden kara para akladığı raporunu yayınladı. Sonra mahkeme gözaltı kararı çıkardı. Oysa zaten vardı. Sonra kırmızı bülten ile Avusturya'da yakalandı. Şimdi de ABD'de yargılanıyor. Türkiye'de suç işledi, senin sayende ABD'de.

GÖSTERİYORUM... UYUŞTURUCU MADDE İLE YAKALANAN AYKUT, SOYLU İLE: Bu ülkede; kara para aklayıcılarının, çete liderlerinin, uyuşturucu-kokain kaçakçılarının İçişleri Bakanı ile yan yana gelebilmesi ve geçip gidebilmesi normal değildir. Gösteriyorum, 2 milyar dolarla yurt dışına kaçan 'kripto tosuncuk' Süleyman Soylu ile… Süleyman Soylu, uyuşturucu madde ile yakalanan Abdülhamit Burak Aykut ile. Şimdi gösteriyorum Soylu, Aleyna Çakır cinayetinin şüphelisi Ümican Uygun'un babası ile. Süleyman Soylu, lüks araçta uyuşturucu kullanan 'pudracı' Kürşat Ayvaoğlu ile. Gösteriyorum, Süleyman Soylu, Brezilya'da 1,3 ton uyuşturucu ile yakalanan uçağın sahibi Şehmus Özkan ile.

TÜRKİYE'NİN UYUŞTURUCUDA ROTE VE PAZAR HALİNE GELDİĞİNİ GÖSTERİYOR: Elinde tuttuğun kitap gibi yüzün kızarıyor. Görüyorum, emniyetin 2022 uyuşturucu raporuna göre 2021 yılında bir önceki yıla kıyasla geçen eroin miktarı tam yüzde 61 arttı. Bonzai yüzde 30, kokain yüzde 45, captogon yüzde 24, met yüzde 33 arttı. Bu kadar uyuşturucunun yakalanması; uyuşturucunun bu kadar kol gezmesi... Sen onların içlerinden yakaladığın torbacılarla büyük bir başarı hikayesi yazmaya çalışıyorsun. Bundan hiç utanmıyorsun. Türkiye'nin uyuşturucuda rota ve pazar haline geldiğini gösteriyor.

SENİN SAYENDE: Genel Başkanımızın gündeme getirdiği met, 2009'da İstanbul'un bir sokağında bulundu. 10 yıl içinde Türkiye'nin her yerindeydi. Senin sayende... Met, yoksul mahallerin elinde ölümcül bir salgına dönüşüyor. CHP'nin yoksul mahallelerde yaptığı çalışma, bize şunu gösteriyor; met ucuz ve her yerde kullanılıyor. Yoksul gençler hızla bu ağa düşüyor. Çünkü; senin çalışma tarzın bu gençlere başka bir hayat hakkı tanımadı. Geçen sene uyuşturucu kaynaklı ölümlerin yaklaşık yarısı, met'te rastlandı.

ORTADA TONLARCA UYUŞTURUCU VAR. YAKALANAN TEK BİR BARON YOK: Oran, on yıl içinde katlanarak büyüyor. Peki sen? Sen ne yapıyorsun? Önüne geçemediğin salgını; operasyonlar, baskınlar falan diye millete yutturmaya çalışıyorsun. Ama uyuşturucudan ölen çocuklar, anneler, seni asla ama asla unutmayacaklar. Söylediğin hesaba göre, yılda 260 bin uyuşturucu satıcısını yakalamışsın. Yahu bu korkunç. Yakalananların torbacı olduklarını, yakalanmayan baronlarınsa senle beraber boy boy fotoğraflarını ben sana gösterdim. Çünkü ortada tonlarca uyuşturucu var. Yakalanan tek bir baron yok. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak bunlar Türkiye'ye geliyorlar. Milyon dolarlık oteller, yatlar, villalar, kara parayı aklıyorlar ama senden çıt yok. Neden bu hale mi geldik? Senin yüzünden. Hatırlarsan geçen sene Kolombiya'dan Türkiye'ye 4.9 ton kokain Kolombiya limanında yakalandı. Kimler teslim alacaktı? Nasıl dağıtılacaktı. Aradan 2,5 yıl geçti. Ortaya çıktı mı? Hayır. Bildiğim kadarıyla yine paravan kişileri yakalamışsın. Yine baronun arkasında durmuşsun. Yine baron, elini kolunu sallayarak dolaşıyor. Şimdi sen bunun hesabını verebilir misin? Senin bu suçu, ve suçluyu nasıl koruduğunu biz, geçen sene belgeleriyle sana anlattık. Sen de evet doğrudur dedin.

SİYASETİ VE SENİ SORUMLU TUTUYORUZ. HİÇBİR ZAMAN DEVLETİN KURUMLARINI HEDEF ALMADIK, ALMAYIZ: Kirli ilişkilerin nedeniyle senin bilgi paylaşmayan bürokratlarının olduğunu, rahatsızlık duyduğun devletin polisleri, memurları, cumhuriyetin evlatları olduğunu biliyoruz. Bu yüzden hepimizin bildiği bir gerçeği bir kez daha söylüyorum. Genel Başkanımız ve biz, uyuşturucuyla ilgili sözlerindeki muhatap olarak iktidarı, siyaseti ve seni sorumlu tutuyoruz. Hiçbir zaman devletin kurumlarını hedef almadık, almayız. Kendine siper ettiğin kurumların açıklamalarında senin kullandığın ucuz siyasetin ve kirli dilin izlerini görüyoruz. Hepimiz aslında seni görüyoruz Soylu. Gözümüz senin üzerinde. Hukuk karşısında hesap vereceksin ve asla kaçamayacaksın.

SENİN MAHCUPLUĞUNUN BEDELİNİ, İNSANLARIMIZ CANIYLA ÖDÜYOR: Geçen sene Soylu, burada terörü bitirdik dedi. Yahu hiç sıkılmadan bu sene de daha yeni bomba patlamışken aynı sözleri burada söyledi. Oysa yıl başından bu yana 88 askerimiz, 17 polisimiz 105 evladımızı teröre şehit verdik. Teröristlerin ayakkabı numaralarına kadar biliyoruz dedin. Kuş uçurtmuyoruz dedin. Az önce de yine aynı sözleri söyledin. Öyleyse nasıl oluyor da bir kadın terörist güvenlik unsurlarının ve istihbaratın en güçlü olduğu Afrin'den elini kolunu sallayarak Türkiye'nin sınırlarını geçti? 1200 kilometre yol alıp da geldi İstanbul'a? Evli gibi gözüktüğü bir kişiyle tekstil atölyesinde işe girdi? Daha sonra defalarca bombayı koyacağı yerde keşif yaptı? Günü geldiğinde birlikte hareket ettiği terörist bombayı kendisine verdi? Kadın terörist bombayla, üstünde kamuflaj elbisesi ayağında postal Taksim'in göbeğine kadar herkesin gözünün içine baka baka gitti. Gitti banka oturdu tam 45 dakika orada bombayı koydu. Bekledi. Altı insanımızı kaybettik. İki ağır yaralımız var. Kadın terörist yakalandı. Ama bombayı ona veren ve suçu örgütleyen şahıs piyasada yok. Sen ne yaptın? Sen terörle mücadele adı altında Taksim'deki saksılarla bankları kaldırdın. İşte senin terörle mücadele anlayışın bu. Mahcubuz dedin. Ben sana mahcupluk ne göstereyim. Görevini layıkıyla yapmayanların kullandığı sözdür. Sen görevini layıkıyla yapmadın. Mahcubuz dediysen, o koltukta niye oturuyorsun? Senin mahcupluğunun bedelini, insanlarımız canıyla ödüyor. Sen terörle mücadele ediyorum diye Taksim'de saksıları kaldıracağına o kamuflaj elbiseli kadını önceden yakalatabilseydin.

ALTI CANI KAYBETTİĞİMİZ TERÖR OLAYI, SENİN İÇİN KÜÇÜK BİR OLAY MIDIR?: Bir açıklama yaptın. Terör saldırısının arkasında ABD var diye. Şimdide burada ucuz kabadayılık yapıyorsun. Ama senin liderin dedi ki 'Ben Amerika'da Başkan Biden'in elini sıkarım, taziyesini de kabul ederim' dedi. Buna rağmen yine ipe sapa gelmez açıklamalarda bulundun. Daha önce büyük terör olayları oluyordu dedin. Şimdi o büyüklükte terör olayı yok dedin. Altı canı kaybettiğimiz terör olayı, senin için küçük bir olay mıdır? Sadece sana kirli politikaların yüzünden namusumuzu kevgire çeviren politikaların için bile bu görevde durmaman lazım?

ASLA KAÇAMAYACAKSIN: Son olarak skandal bir itirafta bulundun. Taksim patlamasından sonra dedin ki… 'Nusaybin'de, Kızıltepe'de, Kamışlı'da olduğu gibi birçok terör örgütünün fink attığı, ajanların kol gezdiği bir yer yok' dedin. Nusaybin ve Kızıltepe, Mardin'in ilçeleri değil mi? Yani sen, 'Türkiye'de terör örgütleri ve yabancı ajanlar fink atıyor' dedin. Sen İçişleri Bakanı'sın. Sadece orada değil, Taksim'de fink atıyorlar, sayende. Az önce, 'Daha önce büyük terör olayları oluyordu, şimdi o büyüklükte yok' dedin. Altı canı kaybettiğimiz terör olayı, senin için küçük bir olay mıdır? Kars Emniyet Müdürün, '71 ilde DEAŞ örgütlüdür' dedi. Şimdi bunlar, bu topraklarda fink atıyorlar diyorsun. Sen bu suç örgütlerine vatandaşlık verdin. Bir dakika oturmaman gerekir. Ama sen gülmeye devam edeceksin. Er ya da geç, Süleyman Soylu; yaptıklarının hesabını vereceksin. Sen örnek gösterilen değil, ibret alınacak bir İçişleri Bakanısın. O yüzden de asla kaçamayacaksın.'

Soylu ise Özkoç'un konuşmasının ardından, 'Biraz önce CHP sözcüsünün konuştuğu gibi kimseye hakaret etmedim…' dedi. Milletvekilleri, Komisyon Başkanı Cevdet Yılmaz'a, 'Her konuşmadan sonra cevap mı verecek? Böyle bir usul yok' tepkisi gösterdi. Soylu, sözlerine devam etti. Soylu, 'Kem söz sahibine aittir. Bu sözleri iade ediyorum. Fotoğraflarla göstermek gerekirse…' diye konuştu. Milletvekilleri, Soylu'nun konuşmalarına 'Yalan söylüyorsun' karşılığını verdi.