Vatandaşları müşahit olmaya çağıran Babacan, “Bütün seçmenler ‘Bu iş bizim’ demeli. Vatandaşlarımıza büyük görev düşüyor” diye konuştu. Şiddet olaylarıyla ilgili iktidarı uyaran Babacan, “Şiddetin önünü açan bir dil asla kullanmamaları lazım. Hukuki sorumluluğu da vebali de kendi boyunlarına olur” dedi.

Babacan şunları söyledi:

“‘Erzurum kendine yakışanı yaptı’ diyebilirlerdi”
“Erzurum’da Sayın İmamoğlu’na karşı yapılan taşlama hadisesinde Sayın Erdoğan’ın ve ilgili bakanların tutumu maalesef çok gevşek oldu. Bu kadar açıklıkla söyleyemediler ama biraz daha ileri gitseler ‘Erzurum kendine yakışanı yaptı’ gibi bir ifade de kullanabilirlerdi. Biz buna kesinlikle karşı çıktık. Bundan sonra olacak her şiddet eyleminin sorumlusu siz olursunuz, dedik. Önümüzdeki birkaç günde herkesin sağ duyusunu, aklıselimini mutlaka ön plana çıkartması lazım. Kolluk kuvvetlerin çok dikkatli olması lazım. Başta Sayın Cumhurbaşkanı’nın, aynı zamanda ona bağlı ilgili bakanların da işlerini ciddi bir şekilde yapmaları lazım. ‘Seçim dönemi var, propaganda yapıyorum’ diye kendi işlerini  ihmal etmemeleri ya da kendi sahip oldukları o imkanları muhalefetin aleyhine kullanmamaları lazım. Hele hele şiddetin önünü açan bir dil asla kullanmamaları lazım. Hukuki sorumluluğu da vebali de kendi boyunlarına olur. Onun için dikkat etsinler.”

’200 bin sandıkta da varız’
“Seçim güvenliği işinin iki tane kilit noktası var. Bir; oy pusulaları torbaya doldurulup mühürlenmeden ıslak imzalı sandık sonuç tutanağının görevliler tarafından kontrollü bir şekilde imzalanması gerekiyor. Biz DEVA Partisi olarak altı partinin ortak sistemine sadece biz 26 bin isim verdik. 200 bin sandığın 200 bininde de 6 partinin ortak mekanizması var. 200 bin sandıkta hiç boşluğumuz yok bugün itibariyle. Önemli olan o sonuç tutanaklarının hemen fotoğraflarının çekilip o fotoğrafların hızlı bir şekilde bilgi işlem sistemine girilmesi.”

’Vatandaşlarımıza büyük görev düşüyor’
“Bir de müşahitler var. ben buradan tekrar bütün vatandaşlara çağrı yapıyorum, her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı sandık müşahidi olabilir. Güvendiği bir partiye gidip ‘Ben müşahit olmak istiyorum’ diyecek. Kartını alacak ve o gün orada izleyecek. Bu, her vatandaşımızın hakkı. Elimizden geldiğince tedbir alıyoruz ama hep beraber sahip çıkmaz zorundayız. Bütün seçmenlerimiz ‘Bu, bizim işimiz’ demeli .Sadece siyasi partilere değil, bütün vatandaşlarımıza büyük görev düşüyor bu konuda.”

’İnşallah sisteme kedi girmez…’
“İşin ikinci anahtarı da bu oylar ilçe seçim kurullarında bilgisayara girilirken bilgisayar veri giriş hatası olur mu olmaz mı diye kontrol edilmesi. Nerede kontrol edilecek ? O da yine, 6 partinin kullandığı ortak bilgi işlem sistemleri var. Bazı partilerin de kendi partisine özel geliştirdiği bilgi işlem sistemleri var. YSK bu ucu açıyor siyasi partilere. İnşallah sistemin içine kedi girmez o gece, bir şeyler olmaz diye ümit ediyoruz. YSK ‘Biz bunu size açacağız’ dedi. YSK kendi verilerini açtığı anda bizim kendi veri tabanımızdaki veriler ile bilgi işlem ortamında mukayese edip, tutarsızlığın olduğu sandıklarda derhal kırmızı ışığın yanıp onunla ilgili gerekli müdahalelerin bulunmasıyla alakalı da bir alt yapıyı da oluşturduk. Elimizden ne geliyorsa sonuna kadar yapıyoruz.”

Editör: Aliye Tulum