Yeni Akit Yazı İşleri Müdürü ve yazarı Ali Karahasanoğlu RTÜK'ün Halk TV'ye,Tele 1'e ve Fox TV'ye verdiği cezalarla ilgili eleştirilerde bulundu. Ali Karahasanoğlu verilen cezaların az olduğunu ve kapatılmaları gerektiğini savunarak 'Bunların tüm medya kuruluşlarını, kapatmak gerekmez mi?' ifadelerini kullandı.

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından 'muhalif' TV kanallarının afet bölgesinden 'yalan' haberler yaptığını savunan Karahasanoğlu, ''ABD-AB, TikTok'u engelliyor, bizimkiler ise sansür diyor!'' başlıklı yazısında şöyle dedi:

ABD'nin, AB'ın Çin şirketi TikTok'a koyduğu mesafeyi, biz Facebook'a, Twitter'a, Instagram'a koymuyoruz, koyamıyoruz.

Yaptığımız yapacağımız, genel gerekçelerle de değil, somut yalanlar, somut iftiralar sebebi ile bazı internet sitelerine erişim engeli getirmek..

Kıyamet kopuyor.. En başta milliyetçi geçinen İyi partililer.. 'Bağımsızlık karakterimdir' dediğini sloganlaştırarak 'Mustafa Kemal'in askeri' olmakla övünen Cumhuriyet Halk partililer.. Kıyamet kopartıyorlar.. 'Fatura habercilere kesildi' diyorlar.. 'İktidarın maşası sansür' diyorlar..

Nedir, olayın ayrıntısında ne var? Ekşi Sözlük, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne iftira etmiş. Askerlerin deprem yardımlarını yağmaladığı iftirasına yer vermiş.. Ahlaksızca iftiralarını eleştirilere rağmen, kaldırmamış.. Hani genel bir süreçte bunu yaparlar, 'Herkes kendisine yapar' der geçeriz de.. Böyle hassas bir süreçte, bu iftirayı atarak, içlerindeki kini döküp, terör örgütlerine yandaşlık için, ortam hazırlamaya kalkışanları internet sitesine erişim engeli getirilince..

Milliyetçi geçinen, TSK'ya ölümüne taptıklarını iddia eden İyi partililer de dahil.. 'Sansür' diyerek.. 'Baskı' diyerek, karşı çıksınlar.. Olay sadece Ekşi Sözlük ile sınırlı değil.. Muhalif tv kanallarının hemen hepsinde, aklınıza hayaline gelmeyen yalanlar.. 'Şehir hastaneleri yıkıldı' yalanı mı dersiniz.. Barajların duvarı çatladı, Hatay'ı su basacak' yalanı mı? 'Cezaevlerinde isyan başladı, binlerce mahkum firar etti' yalanı mı? Bunlarla ilgili RTÜK bir karar alınca..

Suçlarını bilerek, susup oturacaklarına..

OHAL kanunları çerçevesinde, bu işin sonu çok kötü olabilir, öyle bir program, iki program kısıtlama ile değil, çok daha ciddi yaptırımlarla karşı karşıya kalabiliriz.. Susalım.. Olayı herkese duyurmayalım' diyeceklerine..

'Sansür' diyorlar.. 'Baskı' diyorlar.. 'Engelleniyoruz' diyorlar. 'Gerçeklerden kaçıyorlar' diyorlar.. 'Doğruları söyleyenlere ceza veriliyor' diyorlar. Be ahlaksızlar.. Be insafsızlar.. Hatay'da barajın duvarı patladı mı? Üzerinden kaç gün geçti.. Hatay'ı su bastı mı? Bu yalan, apaçık insanları telaşlandıran, enkazda canlı arayan insanları da tedirginliğe sevk eden bir vicdansız yalan değil miydi? Cezaevlerinden binlerce mahkumun kaçtığı, katillerin sokaklarda olduğu yalanı, zaten deprem sebebi ile çadırlarda yaşayan onbinlerce insanı büyük bir korkuya sevkedecek türden vicdansızca bir yalan değil miydi? Şehir hastaneleri üzerinden uydurdukları yalanın cezası, bir program durdurma mı olmalı? Düşünebiliyor musunuz?

Depremde enkaz altında kalan bir yakınınızı kurtarmak için, 6 saat, 7 saat çalışılıyor.. Ama birileri televizyonlardan bas bas bağırıyor: 'Hatay'da hastane kalmadı, hepsi yıkıldı'. Bu yalan haber üzerine, ne düşünürsünüz? 'Enkaz altından yakınım çıksa ne olur ki? Zaten tedavi edilemez' diye düşünüp, yeni kaygılara sürüklenmez misiniz? Yalanlar sadece bunlarla da sınırlı değil..

Düne kadar, 'Suriye sınırı yol geçen hanı gibi.. Duvar yaptık diyorlar ama.. Nereye yapmışlar ki.. Üzerinden bile atlanılıyor' diyen namussuzlar.. Dün söylediklerini unutmuşlar.. 'Depremde sınıra yapılan duvarları bazı bölümleri yıkıldı. O yıkılan yerlerden onbinlerce Suriyeli Türkiye'ye kaçak olarak girdi' diyebiliyorlar..

Bunların hakkı, sadece bir program engelleme mi olmalı.. Yoksa kökten, 'Siz gazeteci falan değilsiniz, siz ahlaksızsınız, siz bu ülkenin düşmanısınız.. Allah korusun bir savaşa girecek olsak, siz kendi insanımıza kurşun sıkacak kadar hainsiniz' diyerek..

Bunların tüm medya kuruluşlarını, kapatmak gerekmez mi? Fox TV'nin yalancı yönetmenine bakın..cesetlerden kol kesilip, bilezikler alınıyor. Kadınların parmaklarından alyanslar çıkarılıyor' yalanlarını atanlar..

Sanki basit eleştiriler için RTÜK tarafından ceza kararları alınıyormuş gibi hava estirerek, 'Toplumda özgürce kanaat oluşumuna engel olmak deniliyor. İzleyici yurttaşlar, toplum neyin ne olduğunu biliyor.' Vicdansızlığı görüyor musunuz.. 'Daha iyi kurtarma çalışması olabilirdi' dersiniz. 'Çadır sayısı 200 bin değil, 500 bin olmalı idi dersiniz..

Benzer eleştiri getirirsiniz anlarım.. AK Parti, 'Hatay'da 6 mahalle riskli' diye karar alıyor. Bu solaklar, o kararı Danıştay'da iptal ettiriyorlar.. Sonra da 'Erdoğan, deprem bölgesini riskli alan olmaktan çıkarttı' diyorlar.. Ve, 'Halk gerçeğin ne olduğunu iyi biliyor' diyerek, rezilliklerinin üzerini örtmeye çalışıyorlar.

Ayet-i kerimede 'Fitne katl'den kötüdür' buyuruluyor.. Evet, bunların çıkarttıkları fitne, yalan, iftira, insanları öldürmekten daha kötü fiiller.

Cezaları da, daha ağır olmalıdır.