Sosyal medyada yayımlanan 'Hatay'dan Kütahya'ya gelecek tır var mıdır' ilanı üzerine şahıslarla iletişime geçen TIR şoförü A.A, deprem bölgesinde yemek yapmak için kullanılan kap kacağın taşınması için araç arandığını öğrenince yardımcı olmak istedi. Ancak taşınan malzemelerin arasında açılmamış yardım kolileri, gıda malzemeleri, tuvalet kağıdı, jeneratör, ısıtıcı ve koliler içinde gizlenmiş benzin gibi malzemelerin de olduğunu gören A.A. durumdan şüphelenerek Altıntaş Cumhuriyet Savcılığı'na başvurdu. Olaydan haberdar olan avukat Şeref Han ise TIR şoförü A.A'nın vekilliğini alarak davaya müdahil oldu.

Han, soruşturmanın gidişatına ilişkin şu açıklamayı yaptı:

'YARDIM DAĞITACAK YER BULAMADIK, CEMAAT YURTLARINA DAĞITACAĞIZ'

'TIR şoförlüğü yapan bir müvekkilim, Hatay'a deprem bölgesine kendisinden yardım malzemesi götürmüş. Sosyal medyadaki bir ilan dikkatini çekmiş. 'Hatay'dan Kütahya'ya gelen tır var mıdır, bize yardımcı olacak' şeklindeki bir ilana cevap vermiş ve Hatay'dan sarılan malzemeleri Kütahya'nın Altıntaş ilçesine getirmiş. Fakat Altıntaş ilçesine getirdiği malzemelerin orada yemek yapmak, dağıtmak üzere giden insanların tencere, tabak, tava, ocak vesaireden farklı malzemeler olduğunu görünce tedirgin olmuş, durumdan rahatsız olmuş. Öncelikle kendileriyle irtibata geçmiş ve irtibata geçtiği şahıslar bu malzemelerin kendilerine ait olduğunu, faturalı olduğunu ve bu faturalı malzemeleri yardım için oraya götürdüklerini ancak hepsini dağıtamadıklarını, dağıtılamayan yardım malzemelerinin Kütahya'daki cemaat yurtları vesaire gibi hayır kurumlarına dağıtmak üzere geri getirdiklerini ifade etmiş. Müvekkilim kişilere 'Orada bu malzemeleri dağıtacak yer mi bulamadınız?' diye bir soru yöneltmiş. Çünkü gelen malzemeler gıda malzemeleri. Ama orada mutfak malzemesi olarak kullanılmayacak malzemeler de var: Kampetler var mesela, mesela jeneratörler var, mesela kolilerin içine saklanmış benzin var.'

'ŞİKÂYET DİLEKÇESİ ALINDI VE ÇEKMECEYE ATILDI'

Şeref Han, müvekkili A.A'nın malzemelerin fotoğraflarını çekip, tespit edip; şahıslara teslim ettikten sonra 24 Şubat'ta Altıntaş Cumhuriyet Savcılığı'na başvurup durumu ihbar ettiğini söyledi. Han açıklamasını şöyle sürdürdü:

'Cumhuriyet savcısının bir milyonda bir dahi olsa bu adamın söylediklerinin doğru olabilme ihtimalini düşünerek derhal teyakkuza geçip, şüphelilere derhal tedarik edip beyanlarına başvuracağını düşünüyorsunuz değil mi? Maalesef 24 Şubat'taki olaydan sonra olay bana intikal edene kadar, yani 'Başkanım böyle bir olay var. Ancak hiçbir şekilde biz şikayette bulunmuş ve bir sürü tanığımızın olmasına rağmen Cumhuriyet Savcılığı tarafından evrak, şikayet dilekçesi alındı ve çekmeceye atıldı, işlem yapılmıyor' şeklindeki serzenişlerinden sonra ayın 13'ünde ilgili cumhuriyet savcımız tarafından şüpheliler ve bir kısım -bana sorarsanız şüpheli olması gereken- kişiler tanık olarak dinlenmiş ama onlara bazı sorular sorulmamış, hatta olayla ilgili hiç soru sorulmamış. 'Suçlanan iktidar mensubu belediye meclis üyesi ile şoför arasında bir tartışma var mıydı' sorusu sorulmuş. 'Niçin tartıştılar' sorusu sorulmuş. Tanık da 'Şoför çadır istedi, benim arkadaşım da çadır vermeyince tartışma çıktı' diye anlatıyor. 'Peki nedir bu malzemeler' diye sorduğunda adam aynen şöyle anlatıyor: Biz 13 arkadaş deprem bölgesine yardım götürmek için bir otobüsle gittik. Malzemeleri yanımızda götürdük. Dönüşte artan malzemeleri ve yemek yapmak için kullandığımız tencere, tabak, tavaları getirmek için tır tuttuk' diyor. 'İyi de orada insanlar bir litre benzin için kıvranırken benzini dağıtacak yer mi bulamadınız? Orada insanlar açlıktan ve soğuktan ölürken gıda maddelerini geri mi getirdiniz? Giderken oraya tuvalet kağıdı mı götürmüştünüz' şeklindeki soruları sorma ihtiyacı hissetmiyor.

AVUKATTAN AÇIKLAMA: MÜVEKKİLİM İKTİDAR PARTİSİ BELEDİYE MECLİS ÜYESİ

Hala soruşturma devam ediyor. Talimatlar yazıldı. İhbarcı benim müvekkilimin tanıklarının şu ana kadar dinlenmesi yönünde herhangi bir talep ya da çaba yok. Aziz milletimin vicdan ve dikkatine sunuyorum. İsimleri söylemiyorum. Kimseyi töhmet altında bırakmıyorum ama sadece böyle bir iddianın gerçek olmasının milyonda bir bile ihtimali varsa bütün vicdanları sızlatması gerektiğini söylüyorum. Olaya siyasetin bulaştığı yönünde çok çok farklı iddialar da var şu an paylaşamayacağım. Sanık vekili öyle bir savunma yapmış çünkü. 'Bu bir siyasi komplodur, müvekkilime siyasi bir komplo düzenleniyor' diye. 'Müvekkilim iktidar partisi belediye meclis üyesi olduğu için karalama kampanyası düzenlenmiştir' iddiası var ama işin ilginç tarafı ihbarda bulunan benim müvekkilim de mevcut iktidar partisinin Altıntaş Cumhuriyet Mahallesinin sorumlusu. Aynı partinin mensubular ve benden yardım talep ederken 'Geceleri uyuyamıyorum. Bu olaydan son derece rahatsızım ama ben insan olarak üzerime düşeni yaptım, yargıya olayı aktardım, şahitlerimi delillerimi bildirdim. Artık gerisi uyumayacaksa onlar uyumasın' şeklinde bir iddiası var. Vaziyete bakılırsa herkes uyuyor.'