Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı ve AK Parti Bingöl Milletvekili Cevdet Yılmaz Haber Global ekranlarında canlı olarak yayınlanan Buket Aydın ile Yüz Yüze programında gündeme dair çarpıcı açıklamalar yaptı.
Kızılay'ın çadır satması hakkında dikkat çeken açıklamalar yapan Cevdet Yılmaz Kerem Kınık hakkında "Bir yönetici bu kadar tepki alıyorsa gereği yapılmalı diye düşünüyorum" dedi. Cevdet Yılmaz ''Afet ortamında ben de bu satışı tasvip etmiyorum. Normal zamanda böyle ticari şeyler yapılabilir belki ama bu durumda bunun tasvip edilmediğini ben de düşünüyorum. Gereği yapılmalı. Bir yönetici bu kadar tepki alıyorsa gereği yapılmalı diye düşünüyorum. Kendisi istifa etmezse dernek gereğini yapacaktır, bir değişimin olması gerektiğine ben de inanıyorum'' açıklaması yaptı.
Cevdet Yılmaz'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Seçim ilk turda biter mi?
Çok önemli bir seçim, tarihi bir seçim. Türkiye Yüzyılı diyoruz biz. Şimdi yeni bir döneme geçiyoruz. Bu dönemin kader seçimi olarak görüyorum. Bir tarafta güçlü ve vizyonlu bir lider var. Diğer tarafta bir vizyonu olmayan ama gidişatı engellemek üzerine negatif bir gündemle bir araya gelmiş bir muhalefet cephesi var. Ben inanıyorum ki ilk turda güçlü liderlik ve tecrübeden yana yapacak milletimiz. Elbette sıkıntılarımız var ancak halkımız "Çözerse Erdoğan çözer" diyecektir.
"Babacan ve ekonomi" polemiği
Ekonomi dediğimiz ekip işidir, hiç kimse tek başına bu tür başarıları sağlayamaz, güçlü bir liderlik işidir. Erdoğan'ın güçlü liderliği olmasaydı ekonomik başarıları sağlayamazdık. Ekip başarısı olarak da çok önemli çalışmalar yapıldı. Dolayısıyla tek bir ismi öne çıkarmak doğru değil. Cumhurbaşkanımızın liderliği ve AK Parti'nin güçlü kadroları sayesinde ekonomik başarı elde edildi.
Kılıçdaroğlu'nun 300 milyar dolar vaadi
Daha seçim olmadı, sizin bir yetkiniz yok, ülke adına devlet adına yurt dışındaki rant ve finans çevreleriyle hangi yetkiyle görüşüyorsunuz? Bu para demek borçlanmak demek. "Ben Türkiye'nin kaynaklarını verimli kullanamayacağım, cari açığı büyüteceğim, iç kaynakları kullanamayacağım" demek bu. Sayın Kılıçdaroğlu'nun halkının gözünü boyamaya çalışması hiç doğru değil. Ortada ne bir belge, ne bir beyanat var. Afaki bir söz sarf ediyor. Hesaba kitaba uymayan rakamlar bunlar. Bu, genel tavrının güzel bir sembolü. Plansız , programsız, nasıl olsa hesap vermeyeceğim kimseye diyor. Bu, siyasete olan güveni azaltıyor. Biz bunun yerine daha planlı programlı bir siyaset anlayışının ülkeye çok daha faydalı olduğunu belirtmek isteriz. Halkımız bence bunda gayet iyi bir ayrım yapıyor. Bu iş vaatlerle olmuyor. AK Parti'nin başından itibaren farkı bu oldu. Her vaadin arkasında bir hesap kitap var. Yapamayacağımız şeyi seçim beyannamemize koymayız.
Yeni kabine nasıl şekillenecek?
Bütün bakanlarımızın seçim beyannamemize katkısı olduk. Ekonomi ve afet bölümlerini biz ilgili bakanlıklardan destek alarak koordine ettik. Bu konular Cumhurbaşkanımızın takdirinde olan konulardır. Kabineden öncelik neyse ona göre bir değişim bekleyebiliriz. Örneğin güçlü bir ekonomi ekibi olacağını vurguluyoruz.
Mehmet Şimşek'e kabinede görev verilecek mi?
Mehmet (Şimşek) Bey bizim arkadaşımız, ciddi birikim ve katkıları olmuş bir arkadaşımız. Her zaman AK Parti'ye ve Cumhurbaşkanımızın çalışmalarına katkısı olacağını belirtti. Ancak şu sıralar sağlık problemleri olduğu için direkt bir çalışmanın içinde olamayacağını belirtti, inşallah ilerleyen dönemlerde olacaktır. Önemli olan isimlerden ziyade bence ekip ruhu. Bu konuları Cumhurbaşkanımıza bırakmamız en doğrusu. Mutlaka her dönem olduğu gibi bu dönemde tecrübeyle yeni yüzleri birleştiren bir görüntü olacaktır.
Faiz düşürmeye devam edilecek mi?
Gelişmiş bir ülkenin ekonomi politikalarıyla gelişmekte olan ülkelerin ekonomi politikaları arasında fark var. Kalkınmakta olan bir ülkeyseniz lig atlamanız gerekir. Yapısal bir dönüşüm gerçekleştirmeniz lazım. Cumhurbaşkanımız bu çerçevede bir iddia koyuyor ortaya; yatırım, üretim, istihdam, ihracat. Son 3 yılda sanayide, ihracatta çok büyük bir atılım gerçekleşti. Türkiye son 3 yıllık dönemde yüzde 20 büyümüş. Daha düşük finansal maliyetle yatırım yapmamız gerekiyor. Bu politikamız aynen devam edecek. Her zaman yaptığımız gibi bu dönemde de makro politikalarımızı gelişmelere göre güncelleriz diyoruz.
"Kur korumalı mevduat kademeli bir şekilde sona erecek"
Enflasyonu kalıcı bir şekilde düşürmek istiyoruz sadece para politikalarıyla bunu yapamazsınız. TL tasarrufları artırma perspektifimiz var. Kur korumalı mevduat kademeli bir şekilde sona erecek, bir anda değil.
Bizim cari açığımızın ciddi bir kısmı enerji açığı. bir yılda 50 milyar arttı enerji faturamız. Önümüzdeki dönem kendi kaynaklarımızla kendi ayaklarımızın üstünde durdukça enflasyonla mücadeleye ciddi bir katkımız olacak.
Seçimden sonra önümüze 5 yıllık perspektif açılacak, belirsizlik azalacak. Dolayısıyla bu ortamda büyüme ve yatırımlarımızı çok daha hızlı bir şekilde hayata geçireceğiz.
Soğan mı daha önemli, Togg mu?
Soğan da Togg da vatandaş için önemli. Cumhurbaşkanımızın da vurgusu çok önemli. Bu yollar olmasa tarımda da istediğimizi elde edemeyiz. Gıda da halkımızın gündelik hayatında çok önemli. Bunları bütüncül bir şekilde ele almanız lazım. Bütün bunlar birbiriyle ilişkili. Yeni mahsulün pazara gelmesiyle bu sorunun ortadan kalkacağını düşünüyoruz. Ramazan ayının ve depremin etkisi oldu bu konuda belki. Yeni mahsul piyasaya girince bu tartışmalar kendiliğinden sonlanacaktır diye düşünüyorum.
Genç çiftçilere dönük hazine arazilerini gençlere tahsis edelim diyoruz. Belli bir süre alım garantisi verelim diyoruz. Genç girişimciliğini tarım sektöründe geliştirmek istiyoruz.
"Bu vaatler neden bu zamana kadar yapılmadı" söylemi
Biz zaten yapıyoruz, 20 yıldır çok şey yapıldı. Daha basit sorunlardan daha karmaşık sorunlara doğru gidişat vardır. Gelişme dediğimiz aslında budur. Alt yapı, eğitim, sağlığı çözdük, çok şeyler yaptık. Dünya durdukça yapılacak şeyler bitmez. Yaptıklarımızın üzerine yenilerini inşa ediyoruz. Gayet doğal, bütün dünyada böyledir. Yaptıklarımız üzerine daha ileri adımlar atıyoruz. Muhalefet yaptıklarımızı gölgelemek için böyle bir söylem kullanıyor, bence hiçbir önemi yok.
Aile ve Gençlik Bankası'nın işlevi ne olacak?
Bir dijital banka olacak, burada bir fon biriktirilecek. Karadeniz gazı başta olmak üzere doğal kaynakların gelirinin belli bir kısmı buraya aktarılacak. Birincisi ev hanımları için bu fonu kullanacağız. Ev hanımları emekli olmak isterse biz devlet olarak primlerinin 3'te 1'ini karşılayacağız. Evlenen çiftlerin yaşadıkları sorunların önüne geçmek için 150 bin lira faizsiz bir kaynak tahsil edeceğiz. Üçüncü teklifimiz ise bir ailede hiç çalışan yoksa, bu aileden bir kişiyi bir firma alıp çalıştırırsa, devlet olarak primlerini biz ödeyeceğiz. Maksadımız şu, bu aile kendi ayakları üstünde dursun, muhtaç olmasın. Bir diğer teklifimiz de aile bazlı vatandaşlık maaşı.
500 liralık banknot basılacak mı?
Böyle bir gündem duymadım, ihtiyaç olduğunu da düşünmüyorum. Benim bildiğim böyle bir şey gündemde yok ama dijital para var. Türkiye kendi dijital parasını oluşturacak.
Merkez Bankası bağımsız değil mi?
Merkez Bankası bağımsız. Araç bağımsızlığı var, amacı seçilmiş hükümetler ortaya koyar. Amaç bağımsızlığı yoktur. Perspektifi hükümetler ortaya koyar. Tabii ki kendi görev alanında son sözü söyleme hakkı var. Bağımsızlıktan kasıt fonksiyonel bağımsızlıktır.
"Gençleri hiçbir şekilde ihmal etmedik"
AK Parti gençlerin partisidir, tabuları yıkan bir partidir, birçok alanda ezberleri bozmuştur. Gençleri hiçbir şekilde ihmal etmedik. Gençlerin 10 GB kadar internet kullanımını bedava hale getireceğiz, pazarlığını bile yaptık. Üniversite öğrencileri ilk defa bir cep telefonu ve bilgisayar aldıklarında vergi muafiyeti getiriyoruz. Gençlik kartı getiriyoruz. Genç girişimciliği çok önemli görüyoruz. Kendi işini kurup başkalarına da istihdam sağlayan bir gençlik olsun istiyoruz. Yatırımları destekleme perspektifimiz en fazla gençlere fayda sağlayacak. Bizim gençlik kollarımız başka partilerin ana kademelerinden daha geniş. Gençlerin önünü açacak yasal reformları biz yaptık. İYİ Parti yaşlılar kulübü gibi.
"Burada asrın felaketi varsa asrın dayanışması da var"
Beyannamemizde ilk bölümümüz afetlere dirençli şehirler bölümü oldu. Allah bir daha bu tür afetler yaşatmasın. Önce yaraları saracağız. 100 bini geçti temeli atılan evler. Altyapıda çok ciddi tahribat oldu, sadece konutlar değil. Tüneller, yollar, havalimanları. Bunları da gidereceğiz. Bölgenin ekonomik rehabilitasyona da ihtiyacı var. Bu bölgede dünya çapında ön plana çıkacak bir üniversitemiz olsun diyoruz. Bir yandan da turizmi geliştirelim diyoruz. Yeniden istihdamı da artırarak bölgeye nüfusun hızlı bir dönüşünü sağlayalım diyoruz. Bu yapılan çalışmalar bir süre sonra getiri sağlıyor. Orta vadede maliyet nötrzlize oluyor. Burada asrın felaketi varsa asrın dayanışması da var. Bu dayanışmanın devam ettirilmesi lazım. İlk heyecan doğal olarak zaman içinde bir miktar zayıflıyor ama dayanışmanın devam etmesi gerekir.
İstanbul başta olmak üzere, Bingöl de var bunun içinde, bazı illerimizde kriz yaşamamak için riskli yapıların tespit edilip deprem olmadan önlem alınması önemli.
Konut fiyatlarındaki yükseliş önlenecek mi?
Konut arzını artırmaya yönelik çok ciddi bir çaba var. Kamuda çalışanlar başta olmak üzere metropollerde kamu hizmetlerinin devamı açısından birtakım desteklere ihtiyaç olduğu açık. Sabit gelirlilere dönük birtakım çok yönlü tedbirler gündeme gelecektir.
Dolar yükselecek mi?
Biz serbest dolar kurundan yanayız. Doların gidişatı, piyasadaki duruma bağlı. Döviz talebimiz azaldıkça, döviz üzerindeki baskı da azalacaktır.